Partimizden Haberler

AKSAKAL Başkanlığında Toplanan DSP Başkanlık Kurulu’ndan AÇIKLAMA.

DSP Başkanlık Kurulu, Genel Başkan Önder AKSAKAL başkanlığında DSP Genel Merkezinde toplandı.

Ülke gündeminin ve gelişmelerin değerlendirildiği toplantıda, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası yaşanan süreçle birlikte gelişen iç ve dış olaylar tartışıldı.

Devlet mekanizmasını ele geçirmek ve din esaslı bir yapıyı egemen kılmak amacıyla oluşturulmuş FETÖ terör örgütü yapılanmasının asli sorumlusu olan AKP hükümetleri ve bugüne kadar bu yapıyla birlikte yol arkadaşlığı yapmış kesimlerin, içine düştükleri bataktan kurtulmak adına kendilerinin dışındaki siyasi yapıları ve siyasi kişilikleri karalama kampanyasına ilişkin paralı kalemşörlerin çabaları da konuşuldu.

DSP Başkanlık Kurulu bu değerlendirmeler kapsamında aşağıdaki konuların kamuoyuyla paylaşılmasını kararlaştırdı.

  • 15 Temmuz darbe girişimi başından sonuna Türkiye Cumhuriyeti’nin Laik, Demokratik, Sosyal Hukuk Devleti olan kimliğine karşı girişilmiş faşist bir kalkışmadır. O gece sadece TBMM binası değil esasen “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir anlayışı ve iradesine” bomba atılmıştır.
  • AK Parti Hükümeti, yaşanan bu menfur saldırılar karşısında Anayasa’nın 122.nci maddesi gereğince ilan ettiği Olağanüstü Hal Kararı çerçevesinde terör örgütleriyle ve onların destekçileriyle giriştiği mücadeleyi, Kanun Hükmünde Kararnameler eliyle etkin bir şekilde yürütme görevini ve sorumluluğunu yerine getirirken, her geçen gün Anayasa’nın çizdiği kapsam dışına çıkarak belden aşağı yöntemlerle bu sorumluluğu dejenere etmektedir. Sapla saman karıştırılmakta, mücadele gerçek mecrasından hızla uzaklaştırılmaktadır.
  • Dış politikada çok kritik bir dönem yaşanmaktadır. Süresi 02.10.2016 tarihinde sona erecek bir “Sınır Ötesi Operasyon Yetkisine” dayandırılarak gerçekleştirilen Suriye’deki terörist unsurlara yönelik müdahalenin nerede ve nasıl sonuçlanacağına dair kuşkularımız artmaktadır. Sınır ötesi harekat her ne kadar IŞİD ve YPG’ye karşı ise de, aynı idealde olan meşru Suriye rejiminin devrilmesine yönelik niyetlerin varlığı toplumda bir kafa karışıklığına sebebiyet vermektedir.
  • Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak, geçmişte Irak’ın parçalanmasına neden olmuş “Uçuşa Yasak Bölge” uygulamasının, Suriye’de de bir toprak ayrışmasına neden olacağı hususu gözden uzak tutulmamalıdır. Teröre karşı bir önlem adına bunlar dile getiriliyorsa eğer, Hükümet şu sorunun cevabını da vermelidir; “O bölgede terör örgütlerinin uçağı, helikopteri yoksa bu yasaklama kimin içindir?”
  • FETÖ terör örgütü faaliyetlerine gırtlağına kadar batmış bir iktidarın, kendisine yardakçılık yapan bazı basın-yayın kuruluşları aracılığıyla ve bu kuruluşlarda yer bulan bazı satılmış “gazeteci, yazar, akademisyen, siyasetçi (!)” kılığındaki sahtekarlar tarafından, Türkiye’nin Atatürk’ten sonra gelmiş geçmiş en demokrat ve en yurtsever siyasi parti lideri BÜLENT ECEVİT’e yönelik karalama çabalarını şiddetle kınıyoruz. Bu girişimler toplum nezdinde karşılık bulamaz ve bu “çamur” Demokratik Sol Partiye bulaştırılamaz. Bu konuda her türlü yasal girişimler yapılacaktır.

Başa dön tuşu