AKSAKAL’dan Örgüte Talimat: “Sizi Tanımayanı, Siz Hiç Tanımayacaksınız!”
DSP Genel Başkanı sayın Önder AKSAKAL, partimizin 11. Olağan Kurultay çalışmalarının Tekirdağ ayağında Tekirdağ İl Kongresinde konuştu. Örgüte “Sizi tanımayanı, siz hiç tanımayacaksınız!” talimatı da veren AKSAKAL, ülkenin bugünkü durumunun sadece iktidar partisinden değil, parlamentodaki çapsız, çıkarcı muhalefet partilerinden de sorulması gerektiğine dikkat çekti. AKSAKAL’ın kongre konuşması şöyle:
Saygıdeğer basın mensupları, değerli demokratik solcu arkadaşlarım,
Bugün 11. Olağan Kurultay çalışmalarımızın Tekirdağ ayağında birlikte ve beraber olmaktan onur duyuyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum, hoş geldiniz diyorum.
Hep birlikte zorlu bir mücadelenin içerisindeyiz. Neredeyse kendimizi bildik bileli, emeğin hakkı için, vatanın bütünlüğü için, milletin birliği ve dirliği için tüm inancımızla, gayretimizle, çalışıyoruz.
Bir tek amacımız var;
Büyük Atatürk’ün önderliğinde yedi düvele meydan okuyan bir milletin fertleri, bu topraklarda on bin yıllık bir geçmişin bugünkü mirasçıları olarak, çağdaş medeniyetin olanaklarını yaratıp, insanca – hakça bir düzen kurulması ülküsüyle kendimize ve gelecek nesillerimize yaşanası bir Türkiye yaratmanın peşindeyiz.
Bu duygumuz hiç kaybolmadı ve hep birlikte yürüttüğümüz bu inançlı mücadele ile de hiç kaybolmayacak!
İlmek ilmek işlendi Demokratik Sol felsefe..
Vatan sevgisi, millet aşkı, tam bağımsızlık ideali, insanın insanca yaşatılması ülküsü binlerce yıldır hücrelerimize kadar mekik mekik dokundu.
Ama sabır, tevekkül, katlanma duygusu, bizi geleceğin doğru kurgulanması adına hep edepli durmaya yöneltti, saygın bir parti olarak toplumdaki yerimizi korumamıza sebep oldu.
Bundan da çok mutluyuz.
Allah hiç birimizi, sokağa çıktığımızda vatandaşın karşısında başımızı öne eğmek zorunda kalacağımız durumlara düşürmesin.
Bugüne kadar düşmedik, bundan sonra da Allah’ın izniyle düşmeyeceğiz.
Onsekiz yıl önce kurgulanan bir emperyalist planla ülke yönetiminden uzaklaştırıldık.
Ne için? Soyguna, vurguna, talana son verdiğimiz için.
Ne için? Atatürk’ün bizlere bizlere emaneti laik, demokratik Türkiye Cumhuriyetini sonsuza kadar yaşatmak ve O’nun ideali olan “Tam Bağımsız Türkiye”yi yaratma yolunda olduğumuz için.
Ne için? Vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü koruduğumuz, komşularımızın toprak bütünlüğüne de bir güvence olduğumuz için.
Ama bakın; Aradan geçen 18 yılda ne Cumhuriyet’in ilkelerinden eser bıraktılar, ne de komşularımızla olan dostane ilişkilerimizden. Her şeyi tarumar ettiler, her şeyi yer ile yeksan ettiler.
Değerli arkadaşlarım,
18 yılda yaşananların tek sorumlusunun bugünkü iktidar sahiplerinin olduğunu söylersek, olayın gerçek boyutunu gözlerden uzak tutmuş, buzdağının sadece görünen yüzünü konuşmuş oluruz.
Bugün parlamentoda çapsız, çıkarcı ve sadece kendilerinin geleceğini garanti altında tutma gayretinde olan bir parlamento muhalefeti ile karşı karşıyayız.
Hele bir de “anne muhalefet” var ki, evlere şenlik!
Bakmayın bunların kendilerini “başarılı” gibi göstermelerine.
İktidar nasıl ki dermansızlığını ittifak yasası ile hafiflettiyse, parlamentodaki muhalefet yapısı da aynı taktikle bu sözde ittifak yapısına dayandırarak bir güç elde etmiş gibi göründü.
İktidardaki Akparti kendi istikametinde siyasi yapılarla ittifakının oluşturdu da, ana muhalefet ne yaptı? Bunlar sözüm ona Atatürkçü.. güya devletin ve milletin bölünmez bütünlüğünden yana.. güya demokrasinin tek sahipleri.
Onlar da kalktılar, bölücülerle, Atatürk Cumhuriyetinin muarızlarıyla seçim ittifakı yaptılar.
1999’da DSP’nin parlamentodan çıkardığı din tacirlerinin temsilcilerini kendi listelerinden parlamentoya soktular.
Kendilerinden başka bir alternatifin yaşamaması için ellerinden gelen her türlü girişimi yapmaktan da geri durmadılar.
Bir yerel seçim süreci yaşadık, bu seçimlerde kendilerinde bir başarı elde etmiş havasıyla hayal dünyasında geziyorlar. Bölücülerin ve laik devlet düşmanı kripto cemaatçilerin şartlı desteğiyle elde edilmiş sonuçlar bir başarının değil, bir felaketin tezahürüdür!
Bizi bu felakete sürükleyen ana sebep, 27 senedir iktidar yüzü görmediği gibi, bir koalisyon ortağı olabilmeyi bile başaramamış ana muhalefet partisi CHP’dir!
Çünkü, hepiniz biliyorsunuz ki, gündeminde hiçbir zaman iktidar arzusu olmayan, sadece parlamentoda bulunup Allahtan sağlık, devletten aylık anlayışına kendilerini bağlamış bir zihniyet, jakoben bir zümre bu partinin üzerine çöreklenmiştir.
ECEVİT, bunun için CHP’den istifa etmiş, Demokratik Sol Partiyi kurmuştur.
Bunlar kendilerine “sosyal demokrat”, “solcu”, “Atatürkçü” gibi payeleri yakıştırırlar ama asla bu dediklerinin gerçekle uzaktan yakından alakası yoktur.
Demokrat değildirler; zira, 12 Eylül 1980 darbecilerinin getirdiği % 10 seçim barajının kaldırılmasına yönelik ciddiye alınacak en küçük bir girişimleri olmamıştır.
Solcu değildirler; zira, her birinin tuzu kurudur, rant ve haksız kazanç kendilerine geliyorsa bunu mübah görürler. “İstanbul’un 100 milyar dolarlık rant’ı var, başkasına mı yedireceğiz” zihniyetinin sahibidirler.
Atatürkçü hiç değildirler; zira, “biz 1930’ların CHP’si değiliz, Dersim arşivleri açılmalıdır” derler ve bunun için de işte mahalli seçimlerde de gördüğünüz gibi laik cumhuriyet karşıtı dinci siyaset ve sözde Kürdistan hayaliyle yanıp tutuşan bölücü siyasetle kucak kucağa, koyun koyuna seçimlere girebilirler.
Demokratik Sol Parti olarak Bülent ECEVİT’in bize gösterdiği doğrultudan sapmadan siyaset yapmaya devam edeceğiz. Onların korkulu rüyası olmaya devam edeceğiz. Onbinde 7 olan oylarımızı yüzde 1,5 lara çıkardık, ne olduklarını şaşırdılar.
Daha da şaşırtacağız onları!
“24 Haziran 2018’de DSP’yi seçime sokmamışlardı, şimdi neden sokuyorlar, bunda bir proje kurgusu var” diyen aslan sosyal demokratlara, asıl kurgunun.. asıl projenin kendileri olduğunu göstereceğiz ve milletin demokrasi ve laik cumhuriyet platformunda yaşama hayallerini gerçekleştireceğiz.
Bunu yapabilmek için DSP’nin hiç kimseye bir diyet borcu yoktur!
Bugün gerek Akparti, gerekse CHP, katılımcı demokrasinin önündeki en büyük engellerdir.
MHP’yi ve diğerlerini saymıyorum, çünkü onlar da en az iktidar ve ana muhalefet partisi kadar sadece kendileri için siyaset yapan partilerdir.
Adaletsiz seçim sistemini yalnızca kendi iktidarlarını ayakta tutma adına içine sindirenlerin ne solculuğundan ne de demokratlığından asla söz edilemez. Bunlar, iktidar nimetlerinin sınırsızca kendilerine yönelik olması adına Allaha ulaşma yolları olan tarikatları, iktidara ulaşma yollarına dönüştürmüşler, sırf iktidarı kaybetmemek uğruna Allah’a inanmayanları bile cami kapılarında resim vermekten, sahte imamlık yapmaktan geri durmamışlardır.
Değerli arkadaşlarım, saygıdeğer basın mensupları;
Biraz önce de belirttiğim gibi bir yerel seçim süreci yaşadık.
Demokratik Sol Parti olarak, demokratik sol politikaların esin kaynağı Trakya’nın bu güzide ilinde önemli bir derece elde ettik.
Marmaraereğlisi’nde Belediye Başkanlığını kazandık. Diğer seçim çevrelerinde de önemli düzeyde oy elde ettik. Bu bizim doğru yolda yürüdüğümüzün bir göstergesidir. Yeterli midir? Asla değildir.
Bu başarıyı elde eden, İl Başkanımız sayın Mehmet YAMAN’ın şahsında tüm Tekirdağ İl Örgütümüze sonsuz şükranlarımı sunuyorum.
Elbette bu başarının asli unsuru, değerli Belediye Başkanımız sayın Hikmet ATA’yı kutluyorum, kendisine ve çalışma arkadaşlarına, değerli Belediye Meclisi Üyelerimize teşekkür ediyorum, başarılarının artarak devamını diliyorum.
Değerli arkadaşlarım,
Genel Başkan olarak sizlere talimatım şudur:
Sizi tanımayanı, siz hiç tanımayacaksınız!
Dengesiz ve plansız bir sistem, kalkınıyormuş gibi gösterilir ama batıyordur. Bazı yeni partilerin kurulacağı yönündeki haberler tamamen emperyalist sistemin hizmetine yönelik stratejilerin eseridir.
Çünkü sözü edilen yeni kurulacak partilerin ortak özelliği Akparti’nin kurucu unsurları ve var olan günahlarının ortakları olmasıdır. Dolayısıyla bunlardan bir şey olmaz, biz yeniden ve yine DSP demekten geri durmayacağız.
Yerel seçimlerdeki aldığımız oy oranını ve içeriğini değerlendirdiğimizde ECEVİT’in de söylediği “sağdaki gizli solcular” Demokratik Sol Partiye arka çıkmışlardır ve önemli bir oy artışını sağlamışlardır.
Onun için diyoruz ki, Demokratik Sol’da birlik, ulusal birliği de güçlendirecektir.
Çok çalışacağız, çok çalışacağız.. yeniden DSP iktidarını yaratacağız.
Biz sana mecburuz DSP, Türkiye sana mecbur DSP!
ECEVİT’in bu sözünü de hiç unutmayacağız.
Sözlerimi tamamlarken, bugüne dek partimizi sırtlayıp bugünlere getiren tüm arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyorum.
Tekirdağ İl Kongremizin partimize ve Tekirdağ’a hayırlı olmasını temenni ediyorum.
Bugün seçilecek arkadaşlarıma da sürekli ve üstün başarılar diliyorum. Sağ olun, var olun!