Genel Başkanımızdan Haberler

“Anayasanın değiştirilemez hükümlerine kafa yoracağınıza, değiştirilebilir hükümlerine kafa yorun.”

Demokratik Sol Parti Genel Başkanı Önder Aksakal, dün akşam BBN Türk televizyon kanalında katıldığı programda gündemdeki konularla ilgili soruları yanıtladı.

Türkiye’nin öncelikli konusu ve seçim süreci hakkında sorulan sorulara “Türkiye bu yıl seçime gidiyor, en büyük eksik siyasette sağ – sol kavramı ortadan kalktı. Ana akım medyada asıl konuşulması gereken öncelikli konu, ekonomi politikaları konuşulmuyor, siyaset yapılmıyor ve maalesef popülizm var.” şeklinde yanıtlayan Aksakal; ekonominin sadece Türkiye’nin sorunu değil, tüm ülkelerin problemi ve her zaman önümüze getirilen 2001 krizinden çok daha şiddetlisini ülkenin şu an yaşadığını dile getirdi. 2002 seçimlerinde DSP’nin iktidarı kaybetmesinin ekonomideki başarısızlıktan değil, milliyetçilikteki başarısından dolayı olduğunu sözlerine ekledi. Küresel sistemin her daim Türkiye’nin ekonomisine müdahalesi olduğunu ifade eden Aksakal, şunları söyledi; “15 Temmuz darbe girişiminden yani FETÖ’den sonra bu süreç başladı ve artarak devam etti. Terörle mücadeledeki kararlılık, küresel sistemin istediklerine karşı çıkılması ekonomik krizin hızını arttırmıştır.”

Son günlerde diğer bir gündem maddesi olan başörtüsü değişikliği konusunda görüşlerini açıklayan Aksakal, “Türkiye’nin önceliği bu mu? Zaten başörtüsü artık bu ülkede sorun olmaktan çıkmıştır, gerek kamuda gerekse özel hayatında herkes bu konuda özgürdür. Bu konu ve devrim yasalarını gündeme getirmek siyaset yapmak değil, kamuoyunun dikkatini başka yerlere çekme gayretidir. ABD’nin amacı topraklarımızda yeni bir devlet kurmaktır, buna icabet eden bir muhalefet yapısı var. İşte tam da bu yüzden ABD’nin desteği bugün muhalefet kanadınadır.” dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “CHP olarak bize düşeni cesurca yaptık, kan kusup kızılcık şerbeti içtik.” sözlerini eleştiren Aksakal; “CHP’nin değişme anlayışı 6 oku kırmak mıydı? Ben CHP’li değilim ama Atatürk’ün kurduğu ilkeleri içselleştiren bir partinin Genel Başkanıyım, bu yüzden Atatürk’ün devrim ilkelerine sonuna kadar bağlıyım.” dedi.

Program moderatörünün sorduğu diğer bir soru olan “Sürekli halkın içinde, halklasınız. 6’lı masanın kamuoyundaki karşılığı sizce nedir, gerektiği şekilde bunu kamuoyuna anlatıyorlar mı?” sorusuna Aksakal; “Karşılığı anlatıyorlar çünkü kamuoyu araştırmaları gösteriyor ki, istedikleri parlamenter sistemi hayata geçirmeleri için 360 sandalyenin karşılığı yüzde 50 oy oranından daha fazlası olan yüzde 65’tir. Anketlere göre henüz yüzde 50’yi bile yakalayamıyorlar. Zaten kendilerinin öncelikli amaçlarının şu anki Cumhurbaşkanını göndermek, ikinci beş yılda parlamenter sisteme geçmek olduklarını 6’lı masanın mensuplarından olan bir partinin milletvekili ikili bir sohbet esnasında dile getirdi. İktidar istemek, devlet yönetme arzusu bir kişiyi göndermek üzerine kurgulanmamalıdır. Bu siyaset değildir. Madem o zaman Anayasanın değiştirilemez hükümlerine kafa yoracağınıza, değiştirilebilir hükümlerine kafa yorun. 2017 anayasa değişikliği referandumunda biz Cumhurbaşkanı “partili” olmasın dedik hep. O dönemde DEVA Partisi Genel Başkanı Babacan ve Gelecek Partisi Genel Başkanı AK Partiliydi ve “Evet” olsun diye çalıştılar. Peki bu belayı başımıza saran Sayın Davutoğlu ve Sayın Babacan değil mi? Şimdi ne değişti? DSP köy köy gezip hayır oyu toplarken onlar bu belayı başımıza sarmadı mı?” dedi. Aynı konuyla ilgili olarak “Neden madem DSP 6’lı masaya davet edilmiyor?” sorusuna Aksakal, “Biz 2017’deki referanduma hayır demişiz, şimdi bu niyet varsa sizin önce masaya DSP’yi çağırmanız gerekmiyor mu? Ama Türklük tartışmasına tepki koyacağımızı çok iyi biliyorlar.” ifadelerini kullandı.

6’lı masanın geçtiğimiz günlerde kamuoyuyla paylaştığı yazılı açıklamasında “6 genel başkan da eşittir” ibaresinin asıl anlamı konusunda Aksakal şunları dile getirdi. “Bunun anlamı DEVA Partisi ve Gelecek Partisi Mecliste öncelikle grup kuracak sayıda Milletvekili istiyor, yüzde 3 baraj garantisi olan çevreler isteniyor. 41 ilde tüm partiler seçime girecek, 40 ilde ortak girecekler seçimlere yani bunun da anlamı yüzde 3’le hazine yardımını da garantileyelim istiyorlar.”

Son olarak; Z kuşağı seçimde Türkiye’nin kaderini değiştirecek mi?” sorusuna Aksakal, “Aramızda yaş farkı olsa da bizler hepimiz aynı dönemin insanlarıyız. Cefayı birlikte çekiyoruz, sefayı birlikte sürüyoruz. Tek farkımız Z kuşağı diye adlandırılan gençlerimiz teknolojiyi bizden çok daha iyi kullanır, bizler de tecrübelerimizi aktarabiliriz onlara. Asıl önemli olan toplumun her kesiminin birbirine faydalı olmasıdır. Toplumu kategorize etmeyi doğru bulmuyorum.” dedi.

Başa dön tuşu