DSP Genel Başkanı Önder AKSAKAL TBMM’de Basın Toplantısı Gerçekleştirdi
Ankara; 06 Temmuz 2023
DSP Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili
Sayın Önder AKSAKAL’ın
BASIN AÇIKLAMASI
Saygıdeğer basın mensupları,
28.nci dönem Meclis çalışmalarımıza, geride bıraktığımız Kurban Bayramı sonrasında yeniden başlıyoruz. Bu vesileyle üretken, müreffeh ve tam bağımsız bir Türkiye’de sağlık, mutluluk ve huzur içinde nice bayramlar yaşanması dileğimi bir kez daha ifade etmek istiyorum.
Demokratik Sol Parti olarak halkımızın, ülkemizin ve bölgemizin sorunlarına, TBMM çatısı altında daha objektif koşullarda çözüm yolları yaratma olanağını yeniden elde ettik.
1985 yılında kurulan ve emeğin hak mücadelesinden doğan Demokratik Sol Parti, kurucumuz ve kuramcımız Bülent Ecevit’in “ne ezilen ne ezen, insanca hakça bir düzen” diyerek ortaya koyduğu ekonomi politikaların gelişmesine ve hayata geçirilmesine yönelik olarak var gücüyle çalışacaktır.
Değerli basın mensupları,
Uzunca bir seçim süreci sorasında 14 Mayıs 2023 günü gerçekleşen seçimlerde 28. dönem Milletvekili olarak Demokratik Sol Parti’yi TBMM’nde yeniden temsil etme olanağı yarattık.
16 yıl aradan sonra parlamentoda yer almamız konusunda her türlü fedakârlığı ortaya koyan, her türlü desteğini zaman – mekân – maddi imkân olarak esirgemeyen DSP örgütlerine sizlerin huzurunda bir kez daha şükranlarımı sunuyorum.
İşte bu çalışmalarda Onursal Genel Başkanımız Bülent Ecevit’in iradesini hayata geçiren örgütlerimizin cefakâr neferlerinden bir kısım arkadaşımız bugün Gazi Meclisimize bizzat gelerek tebrik ziyaretinde bulunmuşlardır.
16 yıllık özlemin sonunda onları milletin Meclisinde ağırlamaktan da büyük bir onur duyduğumu ifade etmek isterim.
Dünya siyasi konjonktürünün bugün yarattığı şartlarda ülkemiz, devletimiz ve 100 yıllık Cumhuriyetimizin kurucusu asil milletimizi bölmek, parçalamak isteyen küresel emperyalist sistemin yerli işbirlikçilerinin emellerine geçit vermemek için eskisinden daha çok çalışacağız.
Böyle bir dönemde Demokratik Sol Partinin Mecliste yer alması bunun için de çok önemlidir.
Değerli basın mensupları,
Evet; bir seçim dönemini daha geride bıraktık, ülkemizin ve Türk milletinin gerçek gündemini yakından takip ederek halkın beklentilerini ve ihtiyaçlarını karşılayacak yasal çalışmaları yüce Meclisimizin çatısı altında gerçekleştireceğiz.
Bu husustaki temel kriterimiz “milli çıkarlarımız ve halkın yararı” olacaktır.
Küresel emperyalist sistem üçüncü paylaşım savaşını vekalet yöntemiyle hayata geçirmeye devam ediyor.
Onların bölgemiz üzerine kurguladıkları hesapları, kadim Türk devletinin engin tecrübesi ve sarsılmaz iradesiyle, asil Türk milletinin yüksek ferasetiyle 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinde boşa çıkarıldıktan sonra görüyor ve izliyoruz ki şimdi yeni senaryoların arayışına girmiş durumdadırlar.
Dört koldan provokasyonlarla Türkiye’yi tahakkümü altına almak isteyenlerin, dahili partnerleri ile hedeflerine ulaşamayacakları ortaya çıkınca şimdi yeni aktörler yaratmanın gayreti içine girdikleri görünüyor.
Esasen demokrasinin tam olarak kuralları tahtında bir işleyişin gerçekleşmesi yüce meclis çatısı altında toplumun tümü tarafından benimsenebilmiş özelliklere haiz bir iktidar ve ana muhalefet yapısının varlığıyla mümkün olabilecektir.
Oysa görülmüştür ki ülkede bir iktidar sorunu yoktur, maalesef ciddi bir muhalefet sorunu boy göstermektedir.
Bu teşhisimizi bugün yapıyor değiliz. Yıllardır buna dikkat çektik, yıllardır siyaset kurumunun sağlıksız gelişimine sebep olan etkili bir muhalefet yapısının olmayışının yarattığı kontrolsüz iktidar işleyişinin zaman içerisinde sebep olduğu yanlışlarla muhatap olduk.
Bu zafiyetli yapının yetersizliğini ve asıl misyonunun neticelerini bugün daha bariz şekilde milletçe görüyoruz.
Dün altılı masa adı altında “can ciğer kuzu sarması” görüntüsü verenler bugün birbirlerini en gariz tavırlarla inkâr etmekte, hatırsızlığın, minnetsizliğin ve siyaseten nankörlüğün zirvesinde samimiyetsizliklerini sergilemeye devam etmektedirler.
“Biz bunları demiştik” tarzı bir davranış hiçbir zaman benimsediğimiz yöntem olmamıştır ancak olan biteni söylemek, örneklemek ve konulara dikkat çekmek de siyasi sorumluluklarımızın başında gelmektedir.
Millet ittifakı yapısının ana aktörleri olan CHP ve İYİ Parti arasında yaşanan “pişmanlık” itiraflarını ve küsurat bileşenlerinin pişkinlik düzeyindeki “kademsizlikleri” hakikaten toplumun siyaset kurumuna olan saygısını yer ile yeksan etmektedir.
Bugün kendilerini Cumhuriyetin kurucusu payesiyle tanımlayan ana muhalefet partisinin içine düştüğü hazin tabloyu anlatmanın kimseye bir fayda sağlamayacağını bilmekle beraber, aslında 100 yıllık Cumhuriyetin temel değerlerini hücrelerine kadar özümsemiş gerçek Atatürkçülerin hislerine tercüman olmak gibi önemli bir sorumluluğumuzun olduğunu da ifade etmek isterim.
Bu sorumluluğumuzun gereğini yerine getireceğimizden kimsenin şüphesi olmamalıdır.
Başta ana muhalefet partisi CHP olmak üzere altılı masayı oluşturan siyasi yapılar ve seçmenleri manipüle etmek amacıyla ortaya sürdükleri Büyükşehir Belediye Başkanları sadece seçimleri kaybetmekle kalmadılar aynı zamanda kimliklerini ve siyasi kişiliklerini de kaybettiler.
Kendilerine “solcu” diyenler en hızlı Amerikancılarla, kendilerine “Atatürkçü” diyenler en keskin Atatürk karşıtlarıyla, kendilerine “milliyetçi” diyenler, feodal sistemin tetikçileri ve en kararlı PKK yandaşlarıyla kucak kucağa oldular.
2019 Yerel Yönetim Seçimleri döneminde aday tanıtımı toplantısında ortaya koyduğum görüşlerimizin bugün aynen gerçekleştiğini muhatapları başta olmak üzere herkes görmüş oldu.
Ne demiştik o gün?
Yeter artık!
Biz ülke bölünmesin derdindeyiz, siz oylar bölünmesin derdindesiniz!
Ülkeye huzur getireceklermiş (!)
Siz önce kendi içinizde huzurunuzu sağlayın.. sırtımızdan da düşün!
Millete huzuru Demokratik Solcular getirir.” demiştik.
Haklı çıktık mı?! Çıktık.
Ne dedi Sayın Akşener? “CHP’den 15 milletvekili istedik. Hayatımın en büyük pişmanlığıdır.”
Ne dedi Sayın Babacan? “15 milletvekili anamızın sütü kadar helal ve hak ettiği sonuç.”
Bu söylem ve tavırlar inançlı Atatürkçüler, inançlı vatanseverler, lâik demokratik Cumhuriyete yürekten bağlı vatanseverler, inançlı demokratlar tarafından ibretle ve temkinle izlenmektedir. Buna inanıyorum.
Demokratik Sol Parti işte bunun için bugün Mecliste önemli bir misyon üstlenmiştir, bu değerlere sahip herkes için kapıları sonuna kadar açıktır.
Siyaset şov için değil millet için yapılır.
Bugün olmuş halâ daha CHP’yi kurtarmaya çalışanlara diyeceğim şudur ki, CHP tarihsel misyonunu tamamlamıştır, Muhalefet cenahında Atatürk’ün ilkelerine ve Cumhuriyetin değerlerine sahip tek parti Demokratik Sol Partidir.
“Mefta” olmuş partileri yeniden kurmaya kalkışmak, sözüm ona yeni parti kurma maceralarına girişmek sadece bireysel ihtirasların tatminine hizmet etmekten öte bir anlam taşımayacaktır.
Düne kadar Genel Başkanlarına yalakalık yapan siyaset simsarları ülkenin ve dünyanın içinde bulunduğu sorunların çözümüne kafa yormak yerine bugün Meclisin yaylalarında yeni fetbazlıkların planlarını yapmakla meşguller.
İnanıyor ve güveniyorum ki vatanını ve milletini seven gerçek demokratlar tüm bu olanların farkındalar ve en kısa zamanda gereğini yapacaklardır.
Değerli basın mensupları,
Meclisimiz 15 Temmuza kadar çalışmalarını sürdürecek ve 6 Şubat’ta yaşanan büyük deprem felaketinin yarattığı yıkımın telafisi için yapılan çalışmaları finanse etmek adına bir takım tedbirlerin alınması, yüksek enflasyonun sebep olduğu sıkıntıların giderilmesi noktasında gerek çalışanlarımızın, gerekse emeklilerimizin yaşam kalitelerini yükseltmek amacıyla yasal bazı düzenlemeleri hayata geçirecektir.
Bazı gelir kalemlerinde, başta MTV olmak üzere bir kısım vergi kalemlerinde artışların ortaya konulması toplum kesimlerinin alım güçleri de hesap edilerek değerlendirilmeli ve uygulamaya konulmalıdır.
Hele hele bir de en zor şartlarda yaşamlarını idame ettirmek durumunda olan emeklilerimiz için özel bazı istisnaların gündeme getirilmesi önemlidir.
Evet; ciddi bir pandemi süreci yaşadık bütün dünyayla birlikte üretimden düştük, ardından yüz yılın felaketi olarak tanımladığımız çok büyük bir deprem felaketi yaşamış olmamız, üstüne üstlük hemen yanı başımızda Rusya – Ukrayna arasında çıkan savaşın dünyada ciddi bir gıda krizi tehlikesini yaratması gibi olumsuzlukların etkisiyle bütün bunların devlete sorumlulukları olacak ve doğal olarak bunların yükü elbette halkımız tarafından yüklenilecek.
Bütün bunların yanında güney sınırımız buyunca oluşturulmaya çalışılan bir terör devletini önleme mücadelesi, bu mücadelenin maddi ve manevi yükü asla gözden uzak tutulmamalıdır.
Elbette parlamentoda yer işgal eden terör örgütü PKK yandaşlarının ve çevrelerindeki terör sevici meclis üyelerinin bir kısmının bu saydıklarımı görmelerini beklemeyiz ama Mecliste yapılacak görüşmelerde milliyetçi, vatansever, gerçek anlamda halkına hizmeti şiar edinmiş demokrat mebusların bu durumu hassasiyetle değerlendirileceğine inanıyoruz.
Türk halkı bu sıkıntıları güç birliğiyle aşacaktır. Buna yürekten inanıyorum.
Umudumuzu yitirmeden, birbirimize olan inancımızı el birliğiyle ayakta ve güçlü tutarak bu badireli süreci elbirliğiyle aşabiliriz. DSP umudun partisidir.
Değerli Demokratik Sol Partili yol arkadaşlarım, önümüzde yeni bir seçim dönemi var.
31 Mart 2024 tarihinde gerçekleşecek olan Mahalli İdareler Seçimlerinde bugünkü başarımızı bir adım daha ileriye taşıyacaksınız.
Önümüzdeki takvim dilimlerinde bizzat illerimize, ilçelerimize gelerek Demokratik Sol Parti’nin yerelden genele iktidar yürüyüşünü başlatacağız. Bunu yine birlikte başaracağız.
Sizlere güvenim sonsuzdur.
Bugün buraya gelerek bana ve partimize güç verdiniz, ayaklarınıza, yüreklerinize sağlık, sağ olun, var olun.
Bu düşüncelerle hepinizi en içten duygularımla selamlıyorum.