Aksakal’dan; “TBMM’den Gerçek Atatürkçülere Çağrı.”
Genel Başkanımız Sayın Önder Aksakal; “Demokratik Sol Parti olarak kurulduğumuz günden bugüne Atatürk’ün mirası olan altı ilkeyi kendimize rehber edindiğini, Atatürk’ün kurduğu partiye olan sadakatleri sebebiyle CHP saflarında ömrünü tüketmiş, ama bugün gelinen noktada kendilerine karşı planlanan türlü entrikalarla bir kenara savrulmuş gerçek Atatürkçülere TBMM’den çağrıda bulunarak, halktan ve haktan aldığı güçle, tertemiz geçmişiyle ve üç kez devlet yönetme tecrübesiyle, aynı özellikleri taşıyan tüm Atatürkçüleri DSP’nin bağrına basmaya hazır olduğunu söyledi. Aksakal; ayrıca, Demokratik Sol Parti olarak 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde 30 Büyükşehir, 51 il ve toplam 1393 seçim çevresinde kendi adaylarımızla halkımıza bir seçenek sunacağız” dedi.
Genel Başkanımız Sayın Önder Aksakal konuşmasında;
Değerli basın mensupları, sizleri saygıyla selamlıyorum.
Cumhuriyetimizin ve devletimizin kuruluşunun 100.ncü yılında da olsa kâinatın dünya dışında bulunan bir başka noktasında Türk bayrağını dalgalandırma gururunu bizlere yaşatan ve uzaya giden ilk astronotumuz Alper Gezeravcı’yı en içten duygularımızla tebrik ediyor, bu aşamaya gelen çalışmaların her bir evresinde sorumluluk üstlenmiş kurumlarımıza başta sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere şükranlarımızı ifade ediyorum.
Değerli uzay adamımız Sayın Gezeravcı’nın tüm kâinata büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün İstikbal göklerdedir! sözünü ve hedefini bir kez daha ilan etmesi, muasır medeniyetler seviyesine çıkma azmimizin güçlendirilmesi ve ikinci yüzyılına adım atmış Cumhuriyetimizin geleceği açısından çok anlamlıdır, çok önemlidir.
Değerli basın mensupları,
Bir yılımızın olsun badiresiz, felâketsiz geçtiğini göremeyecek miyiz diye kaygılanıyoruz. Depremler, sel felaketleri, toprak kaymaları, çığ düşmeleri, orman yangınları… hakikaten sözün bittiği yerdeyiz demek abartılı sayılmamalıdır.
Antalya’daki aşırı yağışların meydana getirdiği yıkım ve hasarlar, birçok insanımızın yaşanan sel felaketi sırasında evlerinin ve işyerlerinin sular altında kalması, bir kısım yapılarda statik açıdan tehlikeli durumların ortaya çıkması içimizi sızlatıyor.
Mağduriyet yaşayan Antalyalı yurttaşlarımıza buradan geçmiş olsun dileklerimizi iletiyorum ve buradaki yerel yönetimlerin ne denli yeteneksiz ve basiretsiz olduklarına dair bu görüntülerin bir daha yaşanmamasını temenni ediyorum.
Aynı şekilde yine Erzincan / İliç’teki bir Altın Madeni sahasında meydana gelen toprak kayması neticesinde 9 vatandaşımızın akı altında kalması, arama kurtarma çalışmalarında ortaya konulan tüm gayretlere rağmen henüz olumlu bir sonuç elde edilememiş olması bizleri derinden endişelendirmektedir.
Bu insanlarımıza bir an evvel ulaşılabilmesi için tüm kalbimizle dua ediyoruz, yakınlarına ve mesai arkadaşlarına sabır ve metanet diliyoruz.
Tabii bir taraftan da İsrail’in Gazze’de sürdürdüğü katliamın, soykırımın, insanlık dramının toplumsal vicdanlarda açtığı yaranın boyutunu tarif etmenin imkânsız hale geldiği bir süreçteyiz.
Birleşmiş Milletler teşkilatının ve buraya mensup devletlerin bu drama kayıtsız kalması insanlık tarihinin en karanlık sayfalarından biri olarak anılacağını buradan ifade etmek istiyorum.
Türkiye olarak bölge ülkeleri ile bu konuda yapılan istişarelerin daha etkin bir noktaya evriltilmesinin gayreti içinde olduğumuzu görüyoruz ama daha somut gelişmelerin de zaman geçirmeden hayata geçirilmesinin önemine dikkatleri çekmek istiyorum.
Değerli basın mensupları,
Bir taraftan bu sıkıntıları yaşarken bir taraftan da 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak olan Mahalli İdareler Seçimlerine dair takvim işlemeye devam ediyor.
14 ve 28 Mayıs 2023 seçimlerinin üzerinden geçen yaklaşık bir yıllık dönem sonrasında toplumun yaşadığı siyasi travma da üzerinde en çok konuşulacak konuların başında gelmektedir.
Geçen sene bu zamanlarda kurulan altılı masanın organizatörü ve amblemi altı ok olan partinin bugün sadece ortaklarına yönelik değil kendi içlerinde bile birbirlerine karşı altılı hançere dönüşmesi, esasen oluşan bu travmanın ana sebeplerinin başında gelmektedir.
Cumhuriyetimizin ve son Türk Devletinin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu, Cumhuriyetçilik, Devletçilik, Halkçılık, Milliyetçilik, Lâiklik ve Devrimcilik temelinde oluşturduğu idealin varisleri olduğu iddiasında bulunanların bu ilkeleri geliştirmek ve yüceltmek yerine kendi ceplerine ve çıkarlarına yönelik stratejiler kurgulayarak koskoca CHP’yi yer ile yeksan etmesi, elbette demokratik rejimin gelişimi adına bizleri de kaygılandırmaktadır.
Demokratik Sol Parti olarak kurulduğumuz günden bugüne Atatürk’ün bize mirası olan bu altı ilkeyi kendimize rehber edindik ve büyük bir inançla yaşatmaya, yüceltmeye devam ediyoruz.
Evet; küresel emperyalist sistemle bir kavgamız var, sömürü ve işgal politikalarına karşı tereddütsüz mücadelemiz var.
Bu kavga bizimle başlamış değil, 100 yıl öncesinde Tam Bağımsız Türkiye idealiyle Gazi Mustafa Kemal Atatürk’le başlamış, partimizin kurucusu Onursal Genel Başkanımız Bülent Ecevit ile devam etmiştir. Hiç kimsenin şüphesi olmasın ki, DSP yaşadığı müddetçe bu mücadele de sürecektir.
Demokratik, lâik Türkiye Cumhuriyeti sonsuza kadar yaşayacaktır.
Ancak bu duygu ve inançta olup da sadece Atatürk’ün kurduğu parti olan sadakatleri sebebiyle CHP saflarında ömrünü tüketmiş, ama bugün gelinen noktada kendilerine karşı planlanan türlü entrikalarla bir kenara savrulmuş gerçek Atatürkçülere buradan, milletin Meclisinden çağrıda bulunuyorum:
Demokratik Sol Parti halktan ve haktan aldığı güçle, tertemiz geçmişiyle ve üç kez devlet yönetme tecrübesiyle, aynı özellikleri taşıyan tüm Atatürkçüleri bağrına basmaya hazırdır!
Gün, maceralı yollara sapılacak gün değildir!
Gün, bireysel ihtiraslarının tatminine siyaset kurumunu alet edenlerin manipülasyonlarının peşine takınılacak gün değildir!
Gün, tam bağımsız Türkiye idealine inanmış ve muasır medeniyetler hedefine kilitlenmiş iradelerin her türlü kompleksten arınarak, eteğindeki taşları dökerek, Türkiye Cumhuriyeti ve asil Türk milletinin geleceğini güvence altına alabileceğine inanan ve güvenen herkesin Demokratik Sol Parti’nin akgüvercinli mavi bayrağının altında toparlanma günüdür!
Demokratik Sol Parti olarak 30 Büyükşehir, 51 il ve toplam 1393 seçim çevresinde kendi adaylarımızla halkımıza bir seçenek sunacağız.
Salı günü gerçekleştirdiğimiz Parti Meclisi toplantımızda Büyükşehir ve İl Belediye Başkanı adaylarımızın büyük bir kısmını belirledik, diyaloglarımıza ve çalışmalarımıza da aralıksız devam ediyoruz. En son 20 Şubat 2024 tarihi saat 17.00 itibariyle de tüm adaylarımızı Seçim Kurullarına bildirmiş olacağız.
Bu çağrımız tarihi bir çağrıdır. Demokrasinin ve Atatürk ilkelerinin gerçek sahipleri için en güvenli liman her zaman olduğu gibi Demokratik Sol Parti’dir.
Değerli basın mensupları,
DSP ’nin önerilerinin geç de olsa dikkate alınması bizim açımızdan önemlidir. Her zaman doğruları ve olabilecekleri önerdik, önermeye de devam edeceğiz.
Örneğin Merkez Bankası, konut kiralarında yaşanan fahiş artışların kontrol altında tutulabilmesi amacıyla uygulamaya konulan yüzde 25 kira artış oranı sınırlamasının soruna çözüm olmadığını görerek hafta başında yayınladığı raporda, birden fazla konutu olanlara kademeli ilave vergi getirilmesi için iktidara öneride bulundu.
Banka, şirketlerin daha fazla ev yapıp kiraya vererek geçimini kiradan sağlayan ev sahiplerine alternatif olmaları ve ‘hisseli kiracılık’ modeline geçilmesi gibi öneriler de sundu.
Demokratik Sol Parti olarak biz bu konuda 13 Temmuz’da yaptığımız basın toplantısında şunları söylemiştik:
- Öncelikle konut ve işyeri bir yatırım aracı olmaktan çıkarılmalıdır.
- Konut ve işyeri niteliğindeki taşınmazlar için ekonomiye kayda değer katkısı olacak düzeyde bir vergilendirme rejimi uygulamaya konulmalıdır.
- Bir kişinin üzerinde onlarca, yüzlerce, hatta binlerce konut ve işyeri mülkiyeti olduğu artık herkesin bildiği bir gerçek. Kişinin bireysel ihtiyacının dışındaki konut ve işyeri için ekonomiye etkili düzeyde katkı sağlayacak bir vergi tanımı yapılmalıdır.
- Konut kredilerinin verilmesinde, kredi alınacak konutta oturma şartı getirilmelidir.
02 Kasım 2023’te yaptığımız açıklama da ise;
- “Öncelik kamu arazilerinde olmak üzere özel mülkiyet alanları makul imar planları yapılarak sisteme dahil edilebilir, buralarda üretilecek arsalar, düzenli ve sağlıklı kentleşmeyi güvence altına alıcı ve spekülasyon önleyici koşullarla kooperatiflere, kamunun veya özel sektörün toplu konut üreten kuruluşlarına ve kendi evini yapmak isteyenlere sunulmalıdır.
- Devlet eliyle üretilen arsaların toprak değerinde oluşturacağı artışlar, arsa ve konut üretim fonları kurularak burada biriktirilmelidir. Böylelikle devletin başlangıçta ayıracağı kaynaktan sonra arsa ve konut sorunu, kendi kaynağını da büyük ölçüde kendi yaratan ve maliyeti düşüren bir çözüme kavuşturulmuş olacaktır.
- Yeni yerleşim alanlarına öncülük ederken ve katkıda bulunurken, devlet ve yerel yönetimler de kiralık konut stoku oluşturmaya öncelik vermelidir. ..demişiz.
Daha ne diyelim, bir muhalefet partisi olarak toplumsal sorunların tespitini yapmakla kalmıyor, doğru çözüm önerilerimizi de hiçbir komplekse kapılmadan ortaya koyuyoruz.
Hükümetin de yapacağı şey, bizim bu önerilerimizi zamanında ve sıcağı sıcağına gündeme alarak bizlerle diyaloğa girmesi ve detay çalışmalarımız hakkında daha geniş bilgi talep etmesi olacaktır.
Şunu söylemek isterim ki sadece bu konuda değil, daha birçok konuda Demokratik Sol Partinin önerileri yasal düzleme taşınıyor.
Bundan ancak memnuniyet duyabiliriz. Varsın bugünkü iktidar partisi “biz yaptık” desin. Bizim için yapılmış olması esastır. Biz de önerdiğimiz tarihleri ortaya koyarak doğru muhalefet anlayışımızın ispatını sağlarız.
Değerli basın mensupları,
Ekonomide yaşanan son gelişmeler içimizi karartmaya devam ediyor.
Yeni yılda çalışanların ve emeklilerin maaşlarına yapılan zamların daha yılın yarısına gelmeden neredeyse sıfırlanması kaçınılmaz görünmektedir.
Akaryakıt fiyatlarına yapılan zamlar, beraberinde elbette diğer tüm mal ve hizmetlerin de maliyetlerinde artışa sebep olacak, bu da kaçınılmaz olarak zaten kıt kanaat geçinmeye çalışan milyonlarca dar gelirlinin yaşam kalitesini daha da düşürecektir.
Önerilerimizin bir müddet sonra dikkate alındığından söz etmiştim, yine tekrarlayalım;
10 Aralık 2020 tarihinde hazırlayarak Sayın Cumhurbaşkanı dahil Mecliste temsil edilen partilerin Sayın Genel Başkanlarına elden teslim ettiğimiz ÖNERİLER çalışmamızda Büyükşehir yasasını değiştirmeyi önermiştik.
Bu çalışmamızın “Ekonomik Reform Önerileri” başlığı altındaki 10.ncu maddesinde aynen: “Büyükşehir Yasası derhal değiştirilmeli, köyler yeniden köylüye geri verilmelidir. Köy tüzel kişilikleri yeniden oluşturulmalı, İl Genel Meclisleri güçlendirilmeli, Büyükşehir Yasası ile alınan gayrimenkullerin tümü eski statüsüne iade edilmelidir.” demişiz.
Şimdi bu konuda bir niyet girişimi olduğu duyumlarını da alıyoruz. Bu gelişme memnuniyet vericidir.
Gelin şu Büyükşehir Yasasını acilen değiştirelim. Köyleri köylülere geri verelim, tarımsal üretimin önünü açalım. Ekilebilir tüm kamu arazilerini üretime katılması şartıyla bulunduğu yerdeki köylülere kullanımı bedelsiz olarak verelim.
Ancak bu şekilde katma değer artışı sağlayabiliriz, ancak bu şekilde çokça üretip hakça paylaşabiliriz.
Şimdi de pansuman tedavi yöntemlerine bir örnek olarak emekliler için her yıl iki kez verilen bayram ikramiyesinin 2.000 liradan 3.000 liraya çıkarılacağı kamuoyunun tartışmasına açılmış görünüyor.
Bu şekilde bir ekonomik rahatlama olmayacağı hususuna dikkat çekmek durumundayım, zira bu uygulamaya başlanıldığı ilk yıl ikramiye ile bir küçükbaş kurbanlık rahatlıkla alınabiliyordu.
Bugün 3.000 lira olarak verilmesi düşünülen ikramiye ile kasaba gitseniz en çok 6 kilo et alabilirsiniz. Dolayısıyla eğer bir küçükbaş kurbanlık karşılığı esas alınacaksa bayram ikramiyelerinin en az 12.500 lira olması gerekecektir.
Biz önerelim siz sonra uygulayın. Ama lütfen bu süre daha kısa olsun!
Bu duygu ve düşüncelerle bir kez daha hepinize teşekkürlerimi ve en içten saygılarımı sunuyorum. Sağ olun, var olun. İfadelerini kullandı.