DSP Genel Başkanımız Önder AKSAKAL; TBMM Genel Kurulu’nda Terörle Mücadele Konusundaki Görüşlerini Paylaştı
DSP Genel Başkanımız Önder AKSAKAL; TBMM Genel Kurulu’nda Terörle Mücadele Konusundaki Görüşlerini Paylaştı.
Konuşmasında ;
Küresel emperyalizm sistematik saldırılarını vekâlet savaşı yöntemiyle ve terör örgütleri eliyle sürdürmeye devam etmektedir.
Bölgemizi ve ülkemizi doğrudan ilgilendiren pencereden baktığımızda ise bir terör devleti oluşturma çabalarına karşı yürüttüğümüz mücadelede bugün gelinen nokta şudur ki; Pençe-Kilit Harekât bölgesinde 21 günde 21 evladımızı daha vatan toprağına emanet ettik. Bu vesileyle tüm şehitlerimizi bir kez daha rahmetle ve minnetle anıyorum.
Ancak, bu süreç daha fazla böyle devam edemez!
Türkiye’nin, 40 yıldır karşı karşıya bırakıldığı küresel stratejiye karşı dirayetli ve kararlı bir duruşu, tıpkı 1999’da DSP’nin başında bulunduğu 57. Hükümetin uyguladığı gibi yeniden ortaya koyma zamanı gelmiştir.
Terör örgütlerine yönelik mücadele, ancak onları kurgulayan ve kullananlarla yapılacak diplomatik mücadele ile olur. Yüreğimizi dağlayan şehitlerimizin acısı, karşılığında etkisiz hale getirilen teröristlerin sayısının çokluğuyla hafifletilemeyecek kadar büyüktür.
Bölgemizde kurulmak istenen sözde bir terör devletine karşı milletçe büyük bir fedakârlıkla mücadele ediyoruz. On binlerce insanımızı, yüzlerce milyar dolar ekonomik kaynağımızı bu uğurda feda ettik. Ama her şey bir yere kadar.
Sözde müttefik olarak tanıdığımız ABD başta olmak üzere bir kısım Avrupa ülkeleri bu senaryonun uygulayıcısıdır, yanıbaşımızda komşu olduğumuz bazı ülkeler de basiretsizlikleriyle bu filmin figüranlığını kabullenmiş vaziyettedir.
Yaşadığımız bu coğrafya tarih boyunca egemen güçlerin hedef tahtasında olmuş ve onlar aynı heves ve hayalle yaşamaktadırlar.
Amerika bugün, Ortadoğu’nun haritasını değiştirmek için başlattığı İsrail-Hamas çatışmasını tarihin en büyük soykırımlarından biri boyutuna taşımakla kalmamış, Yemen’e kadar uzayan bir daire içerisinde tüm bölgeye yaymak amacındadır.
Bu kaotik süreci besleyen, toplumsal duygularımızı tahrik ve tahriş eden bazı medya kuruluşlarınca oluşturulan platformlar da sürece bilerek ya da bilmeyerek hizmet etmektedirler.
Ellerine birer değnek alarak bölge haritası üzerinde ahkâm kesen bir takım tipler, bu ortamı yaratan küresel emperyalizmin beklentilerini güçlendirecek şekilde “Kara Harekâtı” tamtamları çalmaktadırlar.
Savaş sadece devletler arasında olabilir. Karşımızdaki ise taşeron bir terör örgütüdür, gayri nizami çatışma yürütülmektedir. Asıl muhatap esasen ABD ve destekçisi İsrail ile AB’nin bazı ülkeleridir. Bu nedenle mücadelede önce onların topraklarımız üzerinde sahip olduğu hak ve olanakları ortadan kaldırarak işe başlamalıyız.
Değerli Milletvekilleri,
Bugün geldiğimiz noktada devletimizin varlığı ve bağımsızlığı, milletin bölünmez bütünlüğü ile egemenliği büyük bir tehdit altındadır.
Bu tehdit, tüm siyasi partilerin topyekûn karşı duruşuyla ancak bertaraf edilebilir.
Bu kutlu çatı altında bulunan her bir milletvekili, hangi siyasi partinin mensubu olursa olsun göreve başladığı ilk gün, bu değerleri koruyacağına dair yüce Türk milleti önünde namusu ve şerefini ortaya koyarak yemin etmiştir.
Fakat öyle manzaralarla karşı karşıyayız ki, bu emperyalist plana yancılık yapan ve Meclisimizde bunlara açıkça destek veren siyasi yapıların varlığını yadsıyamayız.
Olmayan değerleri üzerine yemin edenlerin, Cumhuriyetimizin 100. yılında cumhuriyetimizi ortadan kaldırmaya çalışanlarla kol kola girenlerin karşısında asil Türk milletinin birliğini, kadim Türk devletinin bütünlüğünü korumak ve yaşatmak konusunda kendisini ispatlamış Demokratik Sol Parti olarak diyoruz ki;
Bundan böyle sivrisineklerle mücadele yerine bataklığın kurutulması zorunludur.
Bunun için ABD’ye; Teröre desteğini sonlandırması, terörist elebaşlarını Türk devletine teslim etmeleri konusunda derhal bir nota verilmeli, ardından topraklarımız üzerindeki tüm ABD üsleri kapatılmalı ve buradaki askerleri sınır dışı edilmelidir.
Anayasal düzeni sağlamak, toplumsal huzurun tahkim edilmesi adına.
Buradan Türkiye Cumhuriyeti Başsavcısına da açık çağrıda bulunuyorum; Siz, cumhuriyetin savcısısınız, sorumluluğunuzu unutmayın.
Anayasa Mahkemesinde devam eden HDP’nin kapatma davasında sanık olarak yargılanan aynı kişiler bugün TBMM’nde DEM’lenmeye bırakılmıştır.
Dolayısıyla HDP davası devam ederken, halâ daha terör örgütlerine sempatiyle yaklaşan tüm kurumlar için yasal süreç başlatılmalı, yöneticileri adalete teslim edilmelidir.
İsveç’in NATO üyeliğine ilişkin Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi’nin Meclis Genel Kuruluna getirilmesinin süresiz olarak askıya alındığı Meclis Başkanı tarafından resmen açıklanmalıdır.
Bir kez daha hatırlatmak isterim ki, Amerika’ya karşı duruşuyla Bülent Ecevit bize en iyi örnektir.
İşte bu sebeple “Biz milliyetçiliği boş sokak duvarlarına değil, Ege’nin deniz yataklarına, Orta Anadolu’nun haşhaş tarlalarına, Kıbrıs’ın Beşparmak dağlarına yazdık” sözünü boşa söylememiştir.
Derseniz ki; bu yaptırımları uyguladıktan sonra terör örgütleri yerine karşımıza bir devlet çıkarsa ne olur?
İşte o zaman 85 milyon Türk Milleti elbette seve seve vatanını korur, yeni bir dünya kurulur, Türkiye orada yerini alır!
Bıçak kemiğe dayanmıştır! Şehitlerimize borcumuz budur.
DSP olarak, teröre karşı gündeme gelebilecek bir Ortak Bildiriyi tereddütsüz imzalayacağımızı belirtiyor, yüce meclisi saygıyla selamlıyorum.