Partimizden Haberler

DSP Lideri AKSAKAL: “Uyum Yasaları Sürecini Bir Fırsata Dönüştürün!”

Demokratik Sol Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantıları’nın dördüncüsü İstanbul’da Kağıthane Belediyesi Meclis Salonunda gerçekleştirildi.

İstanbul, Bursa, Yalova, Çanakkale, Tekirdağ, Edirne ve Kırklareli İl Başkanları ve İlçe Başkanları ile yöneticilerinin yanı sıra bu bölgelerdeki PM ve MDK Üyeleri’nin de yer aldığı toplantının açılışında DSP Genel Başkanı bir konuşma yaptı. AKSAKAL son günlerde Bülent ECEVİT imâ edilerek ana muhalefet partisi üzerinden yapılan söylemlerin, aslında DSP’yi hedeflediğini, parlamentodaki partilerden ümidini kesen seçmen kitlesinin yönünü DSP’ye dönmesinden çekindikleri için bu yolu denediklerini söyledi.

AKSAKAL’ın konuşması şöyle:

“Değerli arkadaşlarım, biliyor ve inanıyorum ki; gerçekten vatanı ve milleti için siyaset yapan, zamanını ve varlığını bu uğurda gözünü kırpmadan ortaya koyabilen sizler var oldukça büyük Atatürk’ün söylediği gibi Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır!

Demokratik Sol Parti 15 yıldır Türkiye Büyük Millet Meclisinden uzak tutulsa da halkın gönlündeki yerini koruyor.

Bizim için önemli olan da budur. Bakın son günlerde ibretle izliyoruz. Sözüm ona devleti yöneten.. devletin en tepesinde oturan ve hatta son onbeş yılın A’dan Z’ye sorumlusu biri var siyaset dünyamızda.  Tayyip Erdoğan !

Sayın Cumhurbaşkanı. ..ve şimdilerde aynı zamanda AKP’nin de Genel Başkanı.

Sıkıştığında ECEVİT’e ve dolayısıyla DSP’ye saldırıyor.

Bakmayın siz ana muhalefet partisi ile çatışıyormuş gibi görüntü vermesine.. Aslında onların üzerinden Demokratik Sol Partiye saldırıyor. Demokratik Sol felsefenin, Demokratik Sol siyasetin kuramcısı ECEVİT’e saldırıyor, çünkü  ana muhalefet partisinden umudunu kesenlerin yönünü DSP’ye çevirmelerinden korkuyor.

Çok iyi biliyor ki millet yönünü DSP’ye dönerse onbeş senedir “köpeksiz köyde değneksiz gezme” saltanatı bitecek!

Bu psikolojiyle esasen ne yaptığının da farkında değil.

Çevresinde “danışman” diye taşıdığı, eski parayla milyarlarca lira maaş ve şatafatlı yaşam bahşettiği kişiler bizce kasıtlı bir şekilde yanlış yapmasını sağlıyorlar. Zaten son zamanlarda biliyorsunuz iyiden iyiye kontrolünü kaybetti sayın AKP Genel Başkanı.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti kendisine altın tepsi içinde takdim edildiğinde her platformda Büyük Ortadoğu Projesi’nin “Eş Başkanı” olmakla övünüp duruyordu hatırlarsanız.. Gerçi son zamanlarda hiç ağzına almıyor bu “payeyi” ama biz biliyoruz ki verilen görevini harfiyen yerine getirmeye devam ediyor. 

Ne demişti geçen hafta?

Aklı sıra ana muhalefet partisi ile yaptığı “kayıkçı kavgası” kapsamında güya onları hırpalayacak (!)

“Ana muhalefetin başındaki adamın geçmişine baktığın zaman, zaten bunlar Amerika’daki liderlerin karşısında el pençe divan duruyor. Bu dönemler geride kaldı. Böyle bir Türkiye yok artık. (..) Dik duruş bizim için önemli.”

Yine aklı sıra ECEVİT’i eleştirecek. Ama dedim ya, çevresindeki sözde danışman takımı böyle akıl veriyorlar. Ama baltayı taşa vurduğunun farkında değil!

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde Atatürk’ten sonra emperyalizme, Amerika’ya kafa tutabilmiş tek lider vardır o da Bülent ECEVİT’tir! Daha bunun farkında bile değil.

Ama derdi ana muhalefet partisi değil bunların. Zira her seferinde söylemiyor mu? “Allah sizin gibi ana muhalefeti başımızdan eksik etmesin.” diye? 

O zaman derdin ne diye sorarlar adama.

ECEVİT bu ana muhalefet partisinin.. yani Y-CHP’nin hangi geçmişinde yer almış? ECEVİT Demokratik Sol Parti’yi kurduğunda CHP diye bir parti mi varmış da ona karşı DSP’yi kurmuş?

Siyasi cehalet, güç zehirlenmesiyle birleştiğinde işte bu sonuçlar ortaya çıkıyor. Gerçekler gün gelir adamı düz yolda duvara toslatır.

Neymiş? “Dik duruş önemliymiş! Sevsinler sizin dik duruşlarınızı.

O sözde eleştirdiğiniz ECEVİT 1,5 milyon Müslümanın katledilmesine izin vermediği için sizi kırmızı halılarla karşılamışlardı ve iktidara getirilmiştiniz.” dedi.

Geçmişte ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell’in karşısında esas duruşta bir görüntü sergileyen Abdullah Gül ve Tayyip Erdoğan resmini katılımcılara gösteren AKSAKAL,  “Geçmişinizden bugüne “AB Hristiyanlar Kulübü” diye siyaset yapıyordunuz.. sırf inanç sömürüsü üzerine yaptığınız diğer icraatlarınız gibi.. peki bu ne? Bakın.. tarih 29 Ekim 2004. Yer Roma. O dönemin Başbakanı Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Gül, AB’nin ilk Anayasası’nın altına “İslâmiyeti yok etmeye yemin etmiş  Papa’nın heykeli önünde” imza atıyorsunuz ! Bu mu dik duruşunuz?” diyerek eleştirilerini sürdürdü.

DSP Genel Başkanı Önder AKSAKAL sözlerini şöyle sürdürdü:

“Halkımızın bir lafı vardır, kuldan utanmıyorsanız Allahtan korkun! Yakışır mı? En azından şunu düşünemeyecek kadar gözleriniz kör mü oldu? Madem ECEVİT el pençe divan durmuştu da.. niye  O’nun başında olduğu hükümeti ve Demokratik Sol Parti’nin en çok milletvekiliyle yer aldığı parlamentoyu darmadağın edip yeni seçimlere götürdüler ülkeyi? Sayın Bahçeli size bunlardan hiç söz etmedi mi?

Ben size bir şey daha hatırlatayım o zaman; Bu hani kendinizi sözde padişah yetkileriyle donatan yeni Anayasa değişikliği işi var ya.. bunu da Bahçeli istemişti değil mi? Evet. Bundan sonra başınıza neler getireceğini göreceksiniz. Demedi demeyin.

Dolayısıyla; kendi ülkenizin devlet adamlarını bir saliselik pozlarla kişiliksizleştirmeye kalkmayın. Bu hedefinizdeki kişileri değil, Türkiye Cumhuriyeti Devletini küçültür.

Ama dediğim gibi biz biliyoruz ki halkın aklına DSP gelmesin kaygısıyla bunları yapıyorsunuz. Giriştiğiniz bu taktikler ters tepecek.

Sayenizde bu toplum yeniden ECEVİT’i ve DSP’yi konuşmaya başladı. Ve bu millet sizi de biliyor Bülent ECEVİT’i de! Korkunun ecele faydası yok! DSP’nin iktidarını engelleyemeyeceksiniz!

Bakın, 16 Nisan 2017’de bir Anayasa değişikliği oylaması yapıldı değil mi? Referandum.

Hileyle, desiseyle, tam kanunsuzluk halleriyle ite-kaka yüzde 51’lik sonuç YSK tarafından kabul ve ilan edilmiş oldu.

Siz demokrasiden, hakkaniyetten, dinden imandan dem vuruyorsunuz. Kendi yaptığınız Anayasa’ya kendiniz uymuyorsunuz. 6 ay içinde Uyum Yasaları çıkarılır hükmüne rağmen daha ortalıkta tek kelime de olsa bu konu konuşulmuyor. Bu mudur sizin demokrasi, hukuk, hakkaniyet anlayışınız? Ama fark etmez. Hangi kuralı getirirseniz getirin, aynen dediğiniz gibi.. Mızrak çuvala sığmıyor!

Değerli basın mensupları, değerli arkadaşlarım.

AKP iktidarı döneminde birçok hadise ardı ardına yaşandı. Biraz önce sizlere göstermiş olduğum o AB Anayasası imza törenindeki manzara zaten tek başına bu anlattıklarım için yeterli delildir. Bu imza töreninin ev sahipliğini yapan İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi törende yaptığı konuşmada, 29 Ekim 2004’ün Avrupa Birliği için “tarihi bir gün” olduğunu belirterek “Avrupa’yı kuranların ütopyası harika bir gerçeğe dönüştü.” demişti.

12 Eylül 1980’de “bizim çocuklar başardı” çığlıkları atanlar, devleti ele geçirme projelerinin son aşaması olarak gördükleri 15 Temmuz 2016 hain darbe girişiminde bu zevkten mahrum kaldılar, ağızlarına yüzlerine bulaştırdılar.

Bu işin asli aktörleriyle hepiniz aynı kavağın kaşığısınız!

Bir kez daha söylüyorum:

Türkiye Cumhuriyeti Devleti dört tane çalı çırpısıyla yapılmış kumru yuvası değildir! Yüzbinlerce vatan evladının kanıyla sulanmış bu topraklarda, binlerce yıllık geleneklerimiz, onurumuz, şahsiyetimiz ve Türk kimliğimiz var.

Dün yol arkadaşlığı yaptığınız, kader birliği yaptığınız yapıların devleti topyekün ele geçirmesine kadim Türk Devleti ve bu millet kayıtsız kalmayacaktır.. ve kalmadı da.

Giriştikleri darbe eylemi, teşebbüs derecesinde kontrol altına alındı, vatanına ve milletine saygılı, devletine sadık gerçek Türk askeri ile devlet yöneticileri milletle el ele vererek bu girişimi püskürttüler.

Değerli arkadaşlarım,

Bunlar, devlet erkinin ne olduğunu geç de olsa anlamaya başladılar, ama ne yaparsın.. huylu huyundan vazgeçmiyor. Hâlâ daha kafalarının arkasındaki hayallerin peşinde koşmaktan da geri kalmıyorlar. Milletin iradesinin tecelli ettiği Türkiye Büyük Millet Meclisini ellerinden geldiği kadar devre dışı tutmak için her şeyi yapıyorlar.

Anayasa değişikliğiyle birlikte hem Cumhurbaşkanı hem de partisinin Genel Başkanı olabilme hakkını elde eden birinin neler yapabileceğine dair örnekleri her gün farklı konularda ibretle izliyoruz.

Hatırlayın en son uyguladıkları Orta Öğretim Sınavı TEOG’tu.

Bir gün çıktı AKP Genel Başkanı “Bu TEOG da ne oluyor yaa? İstemiyorum bunu!” dedi, derhal kaldırdılar. Dikkat edin! “Millî Eğitim” konusu !

Ne Milli Eğitim Şurasını toplamak var, ne Üniversitelere danışmak var, ne velilerin ve öğrencilerin fikrini sormak var..

Ne diyor AKP Genel Başkanı?

“Müftülere de Nikâh Kıyma Yetkisi verilecek, bağırsanız da çağırsanız da Meclisten geçecek.” diyor ve ertesi gün geçiyor. Bir Cumhurbaşkanı Meclise emir verebilir mi arkadaşlar? İşte veriyor. Yani Meclis.. millet iradesinin mabedi yer ile yeksan olmuş durumda! Anladıkları, arzuladıkları “demokrasi” işte bu.

AKP Genel Başkan Vekili ve Son Başbakan talimat veriyor devletin Valilerine?

“Mevzuatla uygulama arasında sıkışıp kalmayın” diyor. Yani kanun, yönetmelik vesaire önemli değil, kafanıza göre takılın diyor.

İşte böyle yetkileri haiz bir yasal düzende bunlar olabilecektir. Hep söyledik.

Bu işlerin böyle olacağını 16 Nisan öncesinde il il gezerek elimiz erdiğince anlatmaya çalıştık ama maalesef hukukun ve adaletin emanet edildiği irade bu sonucu lâyık gördü.

Esasen halkın büyük çoğunluğu bu değişiklikten yana değildi, kendileri de gayet iyi biliyorlar ve tespit ettiler.

Şimdi kendileri açısından gelecek olan 2019 faciasının tahribatını azaltmak için iç dünyalarında tedbirler almaya çalışıyorlar. Dediklerine göre, yolsuzluk ve usulsüzlüklere bulaşmış olan bazı yerel yöneticileri, istifaya zorluyorlar.

Gerekçeleri de tam üzerine kitap yazılacak cinsten.

“Seni aday gösterirken iyi de, çekil derken niye zoruna gidiyor?” diyor Genel Başkanları. Bakar mısınız?

O yapılan seçimler, halkın verdiği oylar, seçimler için harcanan milyonlarca liralık devlet kaynakları falan hikâye.

Ama asıl ibretlik olan kısmı da şu;

İstifaya zorlanan kişi, ‘bir dakika beni aday olarak göstermiş olabilirsin, seçimi kazanabilmek için zaten beni aday göstermek durumundaydın. Halka aday olarak sundun, beni halk seçti.. kusura bakma seçimle geldim, seçimle giderim’ diyemiyor.

Neden? Çünkü, istifa etmezse yargı süreci tehdidi ile karşı karşıya kalacak. O zaman ister istemez bizim de aklımıza şu geliyor. Demek ki AKP Genel Başkanı’nın söylediği “yolsuzluk, usulsüzlük” iddialarının bir gerçek payı var ki korkuyorlar.

Dediler ya kendilerine; kırgınlık, küskünlük olmayacak, başka görevler verebileceğiz, korkmayın Savcı’nın karşısına çıkmanıza izin vermeyeceğiz. İşte anladıkları hak, hukuk, adalet anlayışı bu!

Peki hep sömürerek bugünlere geldiğiniz “ilâhi adalet” ne olacak? Bundan haberiniz var mı? Ben söyleyeyim:

DSP iktidarında bunların hepsinin hesabını vereceksiniz. Bu ülkeye, bu millete yaşattığınız kötülüklerin karşılığını bu devlet bir gün mutlaka sizlere soracaktır. Ergenekon-Balyoz davalarıyla zulmedenler nasıl bugün adalete hesap veriyorsa yarın sizler de bu hesabı vereceksiniz.

Bu arada yeri gelmişken söyleyeyim, Demokratik Sol Parti olarak öyle başkaları gibi iktidara geldiğimizde yok Cumhurbaşkanlığı Sarayını üniversiteye bağışlayacağız.. yok kültür sarayı yapacağız, yok bu anayasayı derhal eski haline getireceğiz falan da demiyoruz. Sizin getirdiğiniz kurallarla size bunun hesabını soracağız. Hem de yaptırdığınız Sarayda! Bakalım o gün geldiğinde Saray’ın duvarları neler anlatacak.

Değerli kardeşlerim, değerli basın mensupları,

15 Temmuz başarısız hain darbe teşebbüsünün ardından, şimdi bu mücadelenin hedefe ulaşmasını engelleyecek girişimler olacaktır.

Bakın Amerikalı dostlarımız (!) geldiler buraya. Sözde Vize krizinin aşılması için 4 şart öne(!) sürüyorlar. ABD konsolosluk çalışanları var ya.. aranan ve tutuklu olan; diyorlar ki:

  • Bunlarla ilgili (Metin Topuz ve Mete C. ) kanıtlar bize iletilmeli. 
  • Bunların söz konusu temaslarının ABD’nin isteğiyle olup olmadığı sorulmalı.
  • Çalışan bu kişiler ABD’nin talebiyle temas yürüttüyse tutuklanmasınlar.
  • Çalışanlarına dair soruşturmada ABD’ye bilgi verilmeli.

Tabii Dışişleri Bakanlığımız böyle bir ön şartı kabul etmedi görüşmeler için. Doğrusunu yaptı elbette. Ancak, şimdi o “dik duruş” gösterisini icraatta da izleyeceğiz. Geçmişte İsrail’e “one minute” diyenlerin sonradan ne vaziyet aldıklarını hepimiz biliyoruz.

Değerli basın mensupları, değerli arkadaşlarım. Ülkemiz tarihinin en önemli süreçlerinden birini yaşıyor. Bölgemizde.. coğrafyamızda yeni bir devlet yapılanması gayretleri var. Biraz önce söylemiştim, bugün devletin en başındaki de bu projenin eş başkanı olduklarını övünerek söylüyordu. Ama gelin görün ki, dakika bir; Zap bölgesinden dört şehit haberi geldi bile. Allah beterinden korusun.

Egemen sistem gem’i azıya aldı. Gözü kararmış bir şekilde planlarını uygulamaya devam edecektir. ABD Başkonsolosu John Bass ne demişti? 9,5 aydır terör saldırısı olmuyor.. iki gün sonra Mersin’de Polis servis aracına bombalı saldırı gerçekleşti. Onun için buradan gerek sayın Cumhurbaşkanı’na gerekse Hükümet görevlilerine açık çağrı yapıyorum. Aklı selime davet ediyorum!

Gelin yeni anayasa kapsamında çıkarılacak Uyum Yasaları sürecini bir fırsata dönüştürün!

Toplumun bütün kesimlerinin parlamentoda kendilerini temsil etmelerine olanak verecek düzenlemeleri yapın. Devleti elbirliğiyle sırt sırta vererek bu sıkıntılardan kurtaralım. Onun için diyoruz; Türkiye hepimizin!

  • Evvel emirde, her ne kadar 3 ay daha uzatmış olsanız da gelin OHAL’i kaldırın. Terörle mücadele için gerekli yetkiler yasalarımızda var. Toplumun olaya bakış açısında psikolojik düzelme başlangıcı için bunu yapın.
  • Seçim barajlarını kaldırın.
  • Siyasi partilere verilen hazine yardımını bir yüzdeye bağlı olmadan, seçime katılma yeterliliğine sahip tüm partileri içine alacak şekilde yeniden düzenleyin.
  • Siyasi Partilerin seçimlerde birbirleriyle ittifak kurabilmelerini yasallaştırın.
  • Cumhurbaşkanı adayı önerme yöntemini Seçim Kurullarında Hâkim denetiminde ve gizli yapılmasını sağlayın.

Bakın o zaman ülkemiz ve milletimiz yeniden bir umut ışığının altında, kendisini yaşanan badirelerden kurtarabilecek özgüvene kavuşacak, toplumda barış ve kardeşlik iklimi yeniden zemin bulacaktır.” dedi.

AKSAKAL daha sonra tüm katılımcılara teşekkür ederek konuşmasını tamamladı.

    Başa dön tuşu