TES-İŞ Sendikası Toplantı Salonu’nda düzenlenen DSP’nin 40. kuruluş yılı kutlama programı, Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. Programın açılışında; İstanbul İl Başkanı Çiğdem Mercan, Tekirdağ İl Başkanı Seçkin Yunusoğlu, Sivas Çepni Belediye Başkanı Nihat Başer, Eskişehir Mihalıççık Belediye Başkanı Haydar Çorum, Genel Başkan Yardımcısı İbrahim Yumuşak ve partinin en genç üyesi, aynı zamanda Genel Sekreter Yardımcısı Tuğçe Babuşçu’nun selamlama konuşmalarıyla devam eden programda, DSP Medya Grubu tarafından hazırlanan tanıtım VTR gösterimin ardından Genel Başkanımız Sayın Önder Aksakal, partimizin 40. yılına özel hitabını gerçekleştir. Genel Başkanımız konuşmasında DSP’nin 1985’ten bu yana Türk siyasetinde devlet ciddiyeti, temiz siyaset ve toplumsal vicdan anlayışıyla yürüttüğü mücadeleyi vurgulayarak, partinin 40 yıllık mirasını, Ecevit’in anti-emperyalist ve milli duruşunu, geçmişteki hükümet deneyimlerini ve topluma kattığı değerleri aktardı. Aksakal, DSP’nin gelecek hedeflerini demokratik reformlar, sosyal devletin güçlendirilmesi ve bilim temelli kalkınma üzerine kuracağını belirtti ve partililerle birlikte 40. yıl pastasını kesti.
Partimizin 39. Yıl Dönümü" dolayısıyla TES-İŞ Sendikası toplantı salonunda kutlama programı düzenlendi. Genel Başkanımız Sayın Önder Aksakal yaptığı konuşmada, "Öncelikle saygıdeğer konuklarımızı ve basınımızın değerli emekçilerini en içten duygularımla selamlıyorum, onlara hoş geldiniz diyorum.
Ve tabii ki yurdun her köşesinden uzun yollar kat ederek Demokratik Sol Partimizin 40.ncı yaş gününü kutlamak üzere Ankara’ya gelen kardeşlerim;
Bugün burada, emeğin, emekçinin TES-İŞ Sendikamızın bu kutlu çatısı altında tarihi bir günde daha sizlerle bir arada bulunmaktan,
Bu anlamlı günün manevi duygusunu sizlerle birlikte yaşamaktan,
Bu inançlı, kararlı, Atatürk ilke ve devrimlerine sıkı sıkıya bağlı,
Bülent Ecevit’in kuramsallaştırdığı Demokratik Sol ilkelere ve politikalara sadakatinden zerre miksal ayrılmamış,
Yaşamı boyunca milli ve manevi değerlerinin dışında bir yaşam tarzı arayışında olmamış,
Yurtsever, milliyetçi, inançlara saygılı lâiklik değerlerine bağlı yaşamış cesur insanlarla,
Ecevit’in yol arkadaşı sizlerle yol arkadaşlığı yapmaktan gurur duyuyorum,
Sizleri sevgiyle, saygıyla, kucaklıyorum.
Hoş geldiniz, sefalar getirdiniz, şeref verdiniz!
Değerli arkadaşlarım,
Bugün burada bir siyasi partinin sadece bir kuruluş yıldönümünü değil; bir düşüncenin, bir ahlâkın, bir vicdanın Türkiye siyasetindeki 40 yıllık yürüyüşünü kutluyoruz.
Bugün burada, Demokratik Sol Parti’nin 40. kuruluş yıldönümünde, yalnızca geçmişe değil, bugünün sorumluluklarına ve yarının umutlarına birlikte bakıyoruz.
Demokratik Sol Parti, 1985 yılında kurulduğunda Türk siyasetinde bir boşluğu doldurmak için değil, hele hele bir tabela partisi hiç olmadı.
Bu parti Bülent Ecevit’in emeğiyle, Rahşan Ecevit’in alın teriyle, kuruluş dilekçesindeki 632 yurtseverin imzasıyla, Türkiye siyasetin kirlenmiş yüzünü değiştirmek için doğmuş bir erdem hareketiydi.
Dile kolay!
Demokratik Sol Parti, tam 40 yıl önce demokrasimizin her 10 yılda bir uğradığı darbelerin en karanlığı olan 12 Eylül faşizmine karşı ve o sürecin temel gerekçesi olarak bilinen, emeğin hakkını gasp eden 24 Ocak kararlarına karşı girişilmiş mücadeleden doğmuş, vatansever, milliyetçi, emekten yana yerli ve millî sol bir partidir.
Bülent Ecevit, Türk siyasi yaşamına adım attığı günden itibaren ülke kalkınması için, halkın mutluluğu ve toplumsal refahı için, Atatürk’ün ve şehitlerimizin bizlere emaneti vatan topraklarının bölünmez bütünlüğü için kafa yormuş, çözüm önerileri ortaya koymuş ve özünde anti emperyalist duruşuyla birçok önemli kararı hayata geçirmeyi başarmıştır.
Ecevit işte bu özelliğiyle, yürüttüğü mücadelesini engellemek için 12 Eylül faşist darbesinin generallerince mahkemelerde süründürülmüş, ama başarıyla kazandığı şanlı bir hukuk mücadelesinin de kahramanı olmuştur.
Demokratik Sol Parti 14 Kasım 1985 tarihinde, Bülent Ecevit'in siyasi yasaklı olması nedeniyle eşi Rahşan Ecevit öncülüğünde unvansız, isimsiz halkın her kesiminden oluşan temsilciler tarafından kurulmuştur.
Kurucular arasında köylü derneği ve işçi sendikalarının üyeleri yani toprağın ve küçük sanayinin emekçileri vardır.
Demokratik Sol Partinin kurucuları, iki sene öncesinde yani 15 Kasım 1983 tarihinde dünya ve tarih önünde bağımsızlığı ilan edilen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Cumhuriyet Bayramları ile çakışmasın diye partinin kuruluşunu 14 Kasım tarihine çekmişlerdir.
Demokratik Sol Partinin programı, Atatürk'ün Tam Bağımsız Türkiye ve Bülent Ecevit 'in “ne ezilen ne ezen, insanca hakça bir düzen” olarak tanımladığı gerçek eşitlik ve demokrasi zemininde “toprak işleyenin, su kullananın” diyerek topraksız köylülerin de tarımsal üretimde daha bağımsız ve etkin olabilmeleri amacıyla geniş bir toprak reformunu hedefleyen, “inançlara saygılı laiklik” ilkesi etrafında bireysel özgürlükleri güvence altına almak başta olmak üzere, solun evrensel değerleriyle, on bin yıllık geçmişe sahip kadim Türk kültürünün değerleri yoğrularak yazılmıştır.
Bu kararlılık ve azmin sonunda Demokratik Sol Parti, 1985 yılında kurulan Demokratik Sol Parti 10 yıl sonra, 1995 seçimlerinde önce solun, 1999 seçimlerinde de Türkiye’nin birinci partisi olmuştur.
Demokratik Sol Partinin dayandığı iki güçten biri HAK, biri de HALK’dır!
DSP, bu iki kaynaktan aldığı güçle, birinde 66 Milletvekiliyle tek başına olmak üzere üç defa devlet yönetiminde etkin bir şekilde bulunmuştur.
Değerli yol arkadaşlarım,
Demokratik Sol Parti, kuruluşundan itibaren Türk milletine üç temel söz vermişti:
Bugün 40 yıl sonra geriye dönüp baktığımızda görüyoruz ki, bu sözler laf olarak kalmamıştır icraata geçmiştir hayat tarzımızla, yaşam biçimimizle, siyasetteki duruşumuzla partimizin ilkelerine ve cumhuriyetimizin kuruluş değerlerine olan sadakatimizle, bugün burada aynı inançla bu çalışmalarımızı devam ettirmekteyiz.
Demokratik Sol Parti kurulduğundan bugüne Türk siyasetinde dürüstlüğün, çalışkanlığın ve devlet adamlığı tanımının örnek temsilcisi olmuştur.
Bütün bunların yanında Demokratik Sol Parti’nin Türkiye’ye kattığı değerler, yalnızca seçimlerde elde ettiği başarılarla seçim sonuçlarıyla ölçülemez.
Asıl miras; ortaya koyduğu devlet aklı, kriz yönetimindeki tecrübesi, barış diline olan katkısı ve toplumsal vicdanı yaratan halkçı anlayışıdır.
Demokratik Sol Parti, Türkiye’nin en zor dönemlerinde hep görev almıştır.
17 Ağustos 1999 Gölcük merkezli Marmara depremi, 12 Kasım 1999 Düzce depremlerinde yaraları saran devlet aklı,
Yurt içinde ve dışında gerek PKK, gerekse HİZBULLAH terörünü hukuk içinde bitiren ve bunu sürekli kılan kararlılık,
1999’da göreve gelir gelmez o büyük depremlerin açtığı ekonomik yıkımın yanında, kucağında bulduğu 50 milyar dolarlık banka soygunu ile ekonomik çöküşe sürüklenen bir ülkeyi yeniden düzlüğe çıkarma iradesi,
Avrupa Birliği ile tam üyelik müzakerelerine kapı açan milli ve tutarlı cesaret,
Kıbrıs’ta Annan Plânı sürecinde ortaya koyduğu uluslararası hukuk perspektifi,
Saygın Türk dış politikasının yeniden inşası,
Ekonomide, tarımda, çalışma hayatında ve tüm toplumsal ihtiyaçların karşılanmasında yapısal reformların başlangıcı,
Bunların hepsi Demokratik Sol Parti’nin hükümetlerde olduğu dönemlerde gerçekleşmiştir.
İşte bugün ayağına gitmeye çalıştıkları terörist başı Abdullah Öcalan Demokratik Sol Parti'nin tek başına Hükümet olduğu ve dikkat edin 66 milletvekili ile tek başına iktidar oldu bu dönemde yakalanmış, bağımsız Türk adaletine teslim edilmiştir.
Demokratik Sol Partinin başında olduğu 57. Hükümet döneminde başta kadınlara büyük haklar sağlayan Türk Medeni Kanunu ve çalışanlara büyük kazanımlar sağlayan İş Güvencesi Kanunu olmak üzere 384 tane yasa 3,5 yılda çıkarılmıştır.
DSP iktidarları, bir ülke “devleti bilen” insanlar tarafından yönetildiğinde krizler nasıl aşılır tüm dünyaya göstermiştir.
Ancak Demokratik Sol Partinin ekonomide yürüttüğü başarılı sürecin Türkiye’nin emperyalizme bağımlılığını ortadan kaldıracağını gören, bölge merkezli dış politikasını, içeride ve sınırları ötesinde terörün bitirilişini hazmedemeyen küresel aktörler, yerli işbirlikçilerinin de katkısıyla 2002 yılında işgaline karar verdikleri Irak'tan önce Demokratik Sol Parti'yi vurmuşlar, dünya ve Türk siyasetinde benzeri yaşanmamış bir şekilde, partimiz iktidardayken Meclis grubu ortadan ikiye bölünerek hükümetten ve iktidardan uzaklaştırılmış ve sonrasında da 03 Kasım 2002 seçimleriyle de parlamentodan uzaklaştırılmıştır.
Değerli Demokratik Solcular,
Geçen 23 yıllık zaman diliminde inançlı, kararlı ve Ecevit’in rahle-i tedrisatından geçmiş kadrolarının büyük bir sabırla ve stratejik planlarıyla bu saldırılar boşa çıkarılmış, neredeyse sıfır düzeyine kadar inmiş gibi gösterilse de Demokratik Sol Parti milletin gönlünden ve aklından asla silinmemiş, halkımız hiçbir zaman başka bir partiye Demokratik Sol Parti’ye olan güveni kadar güvenmemiştir.
Bu bugün de böyledir!
Demokratik Sol Parti, küresel emperyalizme karşı mücadele tecrübesi olan, birikimli kadrolarıyla milletimize gerek Türkiye Büyük Meclisinde gerekse tüm örgütleriyle siyasal yaşamda hizmete devam etmektedir ve devam edecektir.
Demokratik Sol Parti’nin diğer bazı partilerden farkı, popülizme değil, devlet ciddiyetine bağlı siyaset yapmasındadır.
Ne yazık ki bugün dünya siyasetinde popülizm yükseliştedir. Duyguları kışkırtmak, öfkeyi örgütlemek, kutuplaşmayı derinleştirmek, bir siyasi yöntem hâline gelmiştir.
Demokratik Sol Parti ise bunların tam karşısındadır. Bizim siyasetimiz;
Popülizm değil, akıl ve bilgi siyasetidir.
Kutuplaşma değil, toplumu birleştirme siyasetidir.
Hamasi nutuklar değil, devlet ciddiyeti ve çalışkanlık siyasetidir.
Demokratik Sol Parti olarak biz siyaset yaparken “hangi slogan çok oy getirir” diye bakmayız.
Ne doğrudur, hangi kararlar yurttaşın, halkın ve ülkenin yararınadır, Türkiye’nin menfaatine hangi siyasi strateji uygundur diye bakarız.
Değerli yol arkadaşlarım,
Türkiye son 40 yılda tüm dünya ile birlikte çok değişti. Kabul etmeliyiz ki dünya da köklü bir dönüşümden geçiyor.
Dijitalleşme, yapay zekâ, güvenlik politikalarının yeniden tanımlanması, enerji ve su krizi, iklim sorunları, ekonomik eşitsizliklerin derinleşmesi bunların ilk sırasında sayılabilenleridir.
Son yıllarda ülkemizi de içine alan risklerden biri de nüfusumuzun giderek yaşlanması, nüfus artış hızında tehlike boyutlardaki gerileme trendi belki de dikkat çeken olayların en önemlilerindendir.
Böylesine hızlı değişen bir dünyada DSP’nin sorumluluğu bugün artık daha da büyümekte ve daha da önem arz etmektedir.
Çünkü Türkiye’nin ihtiyacı olan şey, dikkat çeken siyasetçiler değil; devlet aklına sahip kadrolardır.
DSP, geçmişte olduğu gibi bugün de, devlet yönetimini bilen, hukuka saygılı, ekonomiyi teknik kadrolarla yöneten, milli çıkarları uluslararası hukukla savunan, toplumsal barışı önceleyen bir hareket olarak öne çıkmaktadır.
Bugün Türkiye’nin yeniden saygın dış politikaya, bilim temelli ekonomiye ve özgürlükçü demokrasiye her zamankinden çok ihtiyacı vardır.
DSP, bu ihtiyacı karşılayabilecek en önemli siyasi partidir.
Demokratik Sol Parti’nin 40 yıllık özgün kimliğini tanımlamak gerekirse Demokratik Sol Parti’nin kimliği üç temel üzerine kuruludur;
1. Demokratik Sol Düşünce kapsamında insanı merkeze alan, emeğe saygı duyan, özgürlükçü ve toplumcu bir çizgi,
2. Milli ve bağımsız siyaset kapsamında Türkiye’nin dış politikada egemenliğini, iç politikada ulusal birliğini koruyan bir perspektif,
3. Temiz Siyaset kapsamında bugün bile Türkiye toplumunun en büyük beklentisi, yolsuzluktan uzak, ahlâklı, şeffaf, hesap verebilir siyaset.
DSP halkımızdaki bu beklentiyi 40 yıldır temsil etmektedir.
DSP yalnızca bir Parti değildir, kelimenin tek anlamıyla bir hafızadır!
Bunun için DSP, Türkiye’nin siyasi hafızasında çok özel bir yer tutar.
Bülent Ecevit’in liderliğinde Demokratik Sol Parti Türkiye’ye şunları öğretmiştir;
➡ “Siyaset devlet adabıyla yapılır.”
➡ “Siyaset, rant için değil hizmet için yapılır.”
➡ “Halkın çıkarı her türlü kişisel çıkarın üzerindedir.”
➡ “Devlet, yurttaşına karşı şefkatli olur.”
➡ “Türkiye dünyada yalnız değildir, hukukun olduğu yerde Türkiye her zaman güçlüdür.”
Bu miras, DSP’nin 40 yıl boyunca taşıdığı sorumluluğun en açık göstergesidir.
DSP’nin geleceğe bakışı anlamında bir değerlendirme yapmamız da gerekirse 40 yılın ardından bugün artık yeni bir dönemin eşiğindeyiz.
Türkiye’nin geleceği için DSP’nin söylemesi gereken yeni sözler, açması gereken yeni yollar vardır.
Demokratik Sol Parti’nin 40 yıllık tecrübesi bize şunu gösteriyor ki, artık Türkiye’nin birleştirici, akılcı, devlet tecrübesine dayalı, temiz ve vicdanlı bir siyasete acilen ihtiyacı vardır.
Bu nedenle DSP, önümüzdeki yıllarda üç büyük hedefe odaklanmalıdır.
1. Demokratik reformlar olarak öngördüğümüz yargı bağımsızlığı, özgür medya, çoğulculuk, şeffaf yönetim,
2. Sosyal devletin güçlendirilmesi kapsamında yoksulluğu kalıcı politikalarla çözmek ve sosyal yardıma muhtaç olan bir toplum yerine Anayasamızın sosyal devlet ilkeleri kapsamında kimseye muhtaç olmadan onları insanca yaşayabilecekleri bir ekonomik güce eriştirmek, Milli Eğitimi ve sağlığı tamamen eşitlikçi ve ücretsiz bir yapıya kavuşturmak.
3. Ekonomide bilim temelli kalkınma temelinde teknoloji, sanayi, tarım ve dijital dönüşüm temelli, turizm kaynaklarımızı da içine alan yeni bir kalkınma modeli yaratmak.
DSP, geçmişte olduğu gibi bugün de bu dönüşümün ana aktörü olabilir ve olacaktır.
Bugün burada sizlere seslenirken, özellikle gençlerimize bir bölüm ayırmak istiyorum.
Gençlerimiz DSP’yi bir nostalji partisi olarak görmemelidir!
Bu parti, Türkiye’nin vicdanını, emeğini, ahlakını temsil eden bir siyasal mirastır.
Biz gençlere şunu söylüyoruz:
➡ “Eleştirin, sorgulayın, tartışın ama siyasetten uzak durmayın.”
➡ “Demokratik Sol Parti’nin kapıları sizlere sonuna kadar açıktır.”
➡ “Türkiye’nin geleceğini, bilgisi, emeği ve çalışkanlığıyla şekillendirecek olan sizlersiniz.”
Demokratik Sol Parti’nin ve Türkiye’nin geleceği gençlerin elindedir ve onlarla büyüyecektir. Çünkü Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk;
“Ey Türk gençliği! Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.” diyerek bu devleti gençlere emanet etmiştir.
Atatürk, “Ey Türk istikbalinin evladı! .. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.” diyerek de sizlerdeki azmin ve kararlılığın beslendiği ana kaynağa işaret etmiştir.
Biz de bu nedenle gençlerimize güveniyoruz!
Kıymetli yol arkadaşlarım,
Bugün DSP’nin 40. yılını kutluyoruz. Ama biliyoruz ki bu, daha büyük bir yürüyüşün ilk adımıdır, yeni başlangıcıdır.
Bu partiyi kuran irade, Türkiye’nin daha demokratik, daha özgür, daha adil, yolsuzluklarla ve yoksulluklarla anılmayan, daha güçlü bir ülke olmasını isteyen iradeydi.
Bugün biz o iradeyi taşıyoruz ve o iradeyi temsil ediyoruz. Yarın da taşıyacağız ve temsil edeceğiz.
Bu ülke için, bu millet için, demokrasi ve özgürlük için, barış ve adalet için çalışmaya devam edeceğiz.
Demokratik Sol Parti’nin 40 yıllık tarihi bir hatırlatmadır.
İmkânsız denilen her şey doğru kadrolarla ve doğru iradeyle mümkündür.
Bize her fırsatta saldırdılar, Onursal Genel Başkanımıza yıllarca bir bölen diye haksızlık ettiler. Bir silahlı saldırıda yaşamını yitiren Danıştay Hakimizin cenaze törenine katıldığında oraya gelenler tarafından “başbuğ Ecevit” diye hakaret ettiler. Türkiye’nin en demokratik, en halkçı adamına bu sloganla hakaret etmeyi kendilerine yakıştırdılar.
O bunları duymadı ve yılmadı, bizde aynı şekilde.
Bugün aynı saldırıyı bize yapanları, duymuyoruz, duymayacağız ve yılmayacağız!
Kendini bilmeyenlere haddini bildireceğiz!
Bir söz vardır, bilirsiniz;
Arpa ufalanır aş oldum sanır,
Çer çöp havalanır kuş oldum sanır,
Cahile meydanı boş bırakırsan,
Ayaklar kendini baş oldum sanır!
Onun için hariçten gazel okuyanlara kulak asmayacağız, doğru bildiğimiz yoldan şaşmayacağız, Partimizi yeniden iktidara taşıyıncaya kadar hep birlikte çok çalışacağız!
Hiç kimseye bir gebeliğimiz, hiç kimseye bir diyet borcumuz yoktur. Açık açık söylüyorum.
Dün hangi doğruları söylediysek bugün de arkasındayız. İşte dün hepiniz gördünüz, takip ettiniz, yaşadınız!
Bu ülkeyi 50 yıldır kan denizinde boğmaya çalışan emperyalizmin uşağı bir terör örgütü elebaşının ayağına Milletin vekillerini götürme kararı aldılar.
DSP olarak biz buna HAYIR dedik! Bunun önünde durduk, gücümüz yettiği yere kadar da durmaya devam edeceğiz.
Devlet teröristin ayağına gitmez dedik!
Şimdi onların isteklerini sağladılar, daha kararın mürekkebi kurumadan şimdi de o terör örgütünün siyasi ayağının temsilcileri Suriye’deki SDG elebaşının Türkiye’de kırmızı halılarla karşılanmasını, ağırlanmasını talep ediyorlar. Bakın nereden nereye geliyor Türkiye!
Bunlar kabul edilebilecek, içimize sindirilebilecek hadiseler değildir.
Aynı şekilde Demokratik Sol Parti olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde her zaman iki devletli çözüm tezimizi savunduk ve artık bugün bu tezimiz herkesin tarafından desteklenmekte başta Cumhurbaşkanımız tarafından, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin dünyada tanınması yönünde çalışmalar büyük bir ciddiyetle ve ağırlıkla sürdürülmekte bu güzel bir gelişmedir. Türk Devleti teşkilatına bugün gözlemci üye olarak kabul edilmiş, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti son olarak bu geçtiğimiz hafta içerisinde yani hatırlayacaksınız 15 Kasım’da da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 42. Kuruluş yıl dönümlerini kutladık ve Demokratik Sol Parti olarak orada şerefle ve gururla yerimizi aldık, Azerbaycan hükümeti parlamentosu, Azerbaycan parlamentosundan Kıbrıs dostluk grubu kurarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi’nin Azerbaycan dostluk grubuyla çalışmalarına başlamıştır. Bu da Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ilk adımlarından biri olacaktır, buna yürekten inanıyoruz.
DSP ve DSP’liler olarak, parti ve partililer olarak üzerimize ne kadar oyun kurgulanırsa kurgulansın Demokratik Sol Parti bu oyunu bozacaktır, buna yürekten inanıyorum sizlerde inanın değerli arkadaşlarım.
Yeter ki hep birlikte halka daha yakın olacak çalışmaların içinde olalım. Yeter ki özveriyle özgüveni bir arada yaşatalım. Yeter ki saflarımızı çoğaltalım ve sıklaştıralım!
Ortaya koyduğumuz görüş ve öneriler bu ülke ve bu halk içindir.
Ama görüyoruz ki bizim siyasi kriterlerimizin dikkate alınması noktasında bir zafiyet var.
Siyaset zafiyeti hoş görmez.
Demokratik Sol Parti olarak iktidarı devrettiğimiz 2002 yılından bu yana geçen 23 senede doğrusunu söylemek gerekirse bizim politik stratejilerimize uygun bir gelişme kayda değer düzeyde maalesef gerçekleşememiştir.
Belki birçok yatırım yapılmış, birçok stratejik karar hayata geçirilmiştir ama o gün teslim ettiğimiz Türkiye ile bugünkü Türkiye arasında dağlar kadar fark vardır.
İnsanlarımız çok ağır bir geçim sıkıntısı altındadır, hayat pahalıdır, umutlar artık yerlerde sürünmektedir.
Bunlara çare olması beklenen ana muhalefet ise daha beter yerlerde sürünmektedir.
Değerli arkadaşlarım, ülkemizin bu makus talihini yenmek Demokratik Solcular olarak bizlerin elindedir.
O zaman ne yapacağız? Hedefimiz ne olacak?
23 yıl önce AK Parti’ye devrettiğimiz devleti ilk seçimlerde yeniden biz geri alacağız!
Alacak mıyız?! Kararlı mıyız?!
O zaman önce kendimize inanacağız!
Çok çalışacağız. Çevremizdeki insanları yeniden Demokratik Sol Parti iktidarına kavuşabilmek için bilgilendireceğiz, motive edeceğiz ve üye yapacağız. Sonrası daha kolaydır.
Bu duygu ve düşüncelerle, partimizin kuruluşunun 40. yılını kutluyor;
Demokratik Sol Parti’nin iktidarı yolunda emeği geçmiş ve geçen herkese en içten şükranlarımı sunuyor, hayatta olanlara sağlıklı ve mutlu bir yaşam, ebediyete uğurladıklarımıza yüce Allah’tan rahmet diliyorum.
Demokratik Sol Partiyi 23 yıldır iktidardan uzak olarak, bugüne kadar fedakârca “imece usulü” yaşatan tüm üyelerimize, başta il ve ilçe yöneticilerimiz olmak üzere, Genel Merkez Başkanlık Kurulu üyelerimize, Parti Meclisi, Merkez Disiplin Kurulu üyelerimize ve Genel Merkezimizin az sayıda olmakla beraber çok vefakâr ve cefakâr personelimize, özellikle Demokratik Sol politikaları en kapsamlı şekliyle ve geliştirerek yerel yönetimlerde yüzümüzü ağartan Belediye Başkanlarımıza, Belediye Meclisi Üyelerimize,
Bize bugün bu salonun kullanımını sağlayan TES-İŞ Sendikası Genel Başkanı Sayın İrfan Kabaloğlu’na, her türlü gayret ve emekleri nedeniyle TES-İŞ Sendikası Genel Merkez çalışanlarına yürekten teşekkür ediyorum.
Demokratik Sol Partinin 40.yaş gününü kutluyorum, partimizin kurucuları Bülent ve Rahşan Ecevit ile ebediyete irtihal eden partililerimize yüce Allahtan Rahmet, Ak Güvercinli mavi bayrağı taşıyan tüm üyelerimize sağlıklı ve mutlu günler diliyorum, sizlere ve bizleri televizyonları başında, sosyal medya mecralarında izleyen, takip eden aziz milletimize en derin saygılarımı sunuyorum.
Demokratik Sol Parti’nin yarınlarının bugünlerden daha güçlü, daha parlak, daha umutlu olacağına yürekten inanıyorum.
Yaşasın Demokratik Sol Parti!
Yaşasın demokratik sol düşünce!
Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti!
Ne mutlu “Türk’üm” diyene!" ifadelerini kullandı.