Demokratik Sol Parti Genel Başkanı Önder Aksakal, 23 Nisan TBMM Genel Kurulu Özel Oturumunda yaptığı konuşmasına, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 105. kuruluş yıl dönümünü kutlayarak başlayarak, 23 Nisan 1920'nin Türk milletinin bağımsızlık iradesine tarihe kazıdığı gün olduğunu belirtti. Meclisin yalnızca yasama değil, demokrasi ve bağımsızlık mücadelesinin karargâhı olduğunu ifade etti. Ayrıca, Türk Devletleri Topluluğunun güçlendirilmesi ve Türk Dünyasına Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin de katılmasının güce güç katacağını vurguladı. Aksakal, Atatürk’ün dünya çocuklarına 23 Nisan’ı bayram olarak armağan etmesinin anlamına dikkat çekti ve çocukların iyi bir eğitimle, bilimle, sanatla, özgür düşünceyle sorgulayabilen, yargılayabilen eleştirel bir akılla donatılması gerektiğini söyledi.
Genel Başkanımız Sayın Önder Aksakal konuşmasında; "Bugün burada, iki kez Gazilik unvanı şerefine nail olmuş Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının 105. yıl dönümünü milletçe büyük bir coşku ve gururla idrak ediyoruz.
Şahsım ve Demokratik Sol Parti adına sizleri ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime başlarken, ben de bugün İstanbul'da yaşanan depremden etkilenen tüm yurttaşlarımız için geçmiş olsun dileklerimi iletiyor, Yüce Allah'tan daha kötülerini bizlerden esirgemesini diliyorum.
Meclis Başkan Vekilimiz Sayın Sırrı Süreyya Önder'in sağlıkla görevine ve sevenlerine kavuşmasını temenni ediyorum.
23 Nisan 1920, milletimizin kaderine sahip çıktığı, bağımsızlık iradesini tarihe kazıdığı kutlu bir gündür.
O gün; dört bir yanı emperyalistlerin işgali altındaki bir ülkede yaşamak zorunda bırakılan halkın, umutsuzluğa kapılmak yerine ayağa kalktığı, “Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım, hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!” diyerek kutlu bir mücadele için kendi Meclisini kurduğu ve egemenliği Padişahtan alıp kayıtsız şartsız millete teslim ettiği yeniden doğuş günüdür.
O gün dualarla açılan bu Meclis, yalnızca bir yasama organı değil, tam bağımsızlık mücadelesinin karargâhı, millet iradesinin yegâne tecelligâhı, aynı zamanda demokrasimizin de mabedi olmuştur.
Tek kurucu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğinde, halkın iradesini esas alan bu büyük devrim; Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini atmakla kalmamış, bizlere demokrasi, hukukun üstünlüğü, özgürlük ve sosyal adaletin yolunu da açmış, diğer mazlum halkların bağımsızlık mücadelelerine de ışık olmuştur.
105 yıl önce atılan bu adım, bugün dahi yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor.
Demokratik Sol Parti olarak, bu büyük mirasın hem emanetçisi hem de savunucusuyuz.
Bu sebeple bizler, halkın egemenliğine, sosyal adalete, fırsat eşitliğine ve çağdaşlaşmaya yürekten bağlı bir şekilde, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin, yalnızca bir karar alma yeri değil, halkın talepleriyle yoğrulan, eşitliği ve adaleti yaşatan bir vicdan olduğuna inanıyoruz.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten aldığımız ilhamla, bu topraklar üzerinde ve kadim Türk coğrafyasında binlerce yıldır kardeşçe yaşamış Türk milleti, her inanç ve kökenden şehitlerinin kanlarıyla vatan yapılmış bu toprakları sarsılmaz iradesiyle sonsuza kadar vatan kılmaya devam edecektir.
Bu duygularımızın, dost ve kardeş bildiğimiz Türk Devletleri Topluluğu üyesi ülkelerce de paylaşılması ve içselleştirilmesi, uluslararası ilişkilerde milli politikaların her şart altında ekonomi politikaların önünde tutulmasının sağlanması en önemli ödevimiz olmalıdır. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına damga vuracak olan Türk Dünyasına Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin de katılması gücümüze güç katacaktır.
Sayın Başkan, değerli Milletvekilleri,
Hepimiz biliyoruz ki yaşanabilir, daha adil bir dünya kurmak mümkündür.
İşte bu ideal ve düşüncelerle büyük Atatürk 23 Nisan’ı aynı zamanda dünya çocuklarına bir bayram olarak armağan etmiştir.
Bu tercih, aslında onun engin devlet anlayışının ve ileri görüşlülüğünün en güzel göstergesidir.
Atatürk, çocuklara verdiği önemle, gelecek kuşaklara çağdaş ve demokratik bir Türkiye bırakmanın sorumluluğunu bizlere hatırlatmıştır.
Bu nedenle çocuklarımızı sevgi ve inanç değerleri yanında; daha iyi bir eğitimle, bilimle, sanatla, özgür düşünceyle sorgulayabilen, yargılayabilen eleştirel bir akılla donatmalıyız.
Bugün bizlere düşen görev; millet egemenliğini yalnızca bir anayasal ilke olarak değil, hayatın her alanında hissedilen bir gerçeklik olarak yaşatmak; Meclis’i milletin gür sesi, özgür iradesi haline getirmektir. Bunu başardığımız ölçüde 23 Nisan’ın anlamına ve ruhuna sadık kalmış oluruz.
Bu duygularla, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve mücadele arkadaşları olmak üzere, bu meclisi kuran ve yaşatan tüm kahramanlarımızı, ebediyete irtihal etmiş Milletvekillerimizi saygı, rahmet ve minnetle anıyor; aziz milletimizin ve tüm dünya çocuklarının 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı yürekten kutluyorum.
Ne mutlu Türküm diyene!"